10 Aralık Dünya İnsanlar Hakları Günü
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve Önemi İnsanlık tarihi boyunca bireylerin hak ve özgürlükleri birçok kez ihlal edilmiş, savaşlar, sömürgeler, baskılar ve ayrımcılıklar yaşanmıştır. Bu ihlallerin ardından, insan haklarının evrensel düzeyde tanınması ve korunması ihtiyacı doğmuştur. İşte bu bağlamda, 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiştir. Bu tarih her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmakta ve tüm dünyada insan hakları konusunda farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir.İnsan haklarının temelleri antik çağlara kadar uzansa da, bu kavram modern anlamda özellikle 18. yüzyılda şekillenmeye başlamıştır. 1789’daki Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ve 1776’daki Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, bireysel hakların tanınması yönünde önemli adımlar olmuşlardır. Ancak bu belgeler sınırlı çevrelerde etkili olmuş, tüm dünya için bağlayıcı olmamıştır.
II. Dünya Savaşı’nda yaşanan insanlık dışı uygulamalar ve özellikle Holokost gibi trajediler, insan haklarının uluslararası düzeyde korunması gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Bunun üzerine, 1945’te kurulan Birleşmiş Milletler, insan haklarını öncelikli bir mesele haline getirmiştir. 10 Aralık 1948’de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilmesiyle birlikte, ilk kez tüm insanlar için ortak haklar ve özgürlükler tanımlanmıştır.İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, 30 maddeden oluşan ve tüm insanların eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu belirten temel bir belgedir. Bu bildirgeye göre herkes;
Yaşam, özgürlük ve güvenlik hakkına,
İşkence ve kötü muameleye karşı korunma hakkına,
Hukuk önünde eşit olma hakkına,
Eğitim, sağlık, barınma gibi temel sosyal haklara,
İfade, düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne,
Çalışma, dinlenme ve boş zaman hakkına sahiptir
Bu beyanname, doğrudan bağlayıcı bir yasa olmasa da, dünya genelinde insan haklarına dair birçok yasanın ve sözleşmenin temelini oluşturmuştur.10 Aralık, yalnızca bir tarihi anma günü değil, aynı zamanda insan hakları konusunda farkındalık yaratmak, hak ihlallerine dikkat çekmek ve çözüm yolları üretmek adına önemli bir gündür. Bu gün, bireylerin ve toplumların kendi haklarının farkına varması, ihlallere karşı bilinçlenmesi ve seslerini duyurabilmesi açısından değerlidir.
Dünya genelinde hükümetler, sivil toplum kuruluşları, okullar ve medya bu gün dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenler. Konferanslar, paneller, belgesel gösterimleri, insan hakları temalı sergiler ve yürüyüşler ile bu konuda toplumsal bilinç artırılmaya çalışılır. Ayrıca Birleşmiş Milletler tarafından her yıl bu gün için özel bir tema belirlenir ve bu tema doğrultusunda küresel çapta kampanyalar yürütülür.Her ne kadar İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulü insanlık adına büyük bir kazanım olsa da, günümüzde hâlâ birçok insan temel hak ve özgürlüklerinden mahrum yaşamaktadır. Savaşlar, mülteci krizleri, çocuk işçiliği, kadın hakları ihlalleri, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, ırkçılık, ayrımcılık ve yoksulluk gibi problemler, insan hakları ihlallerinin farklı boyutlarını göstermektedir.
Özellikle savaş ve çatışma bölgelerinde yaşayan siviller, kadınlar, çocuklar ve azınlıklar, bu hak ihlallerinden en fazla etkilenen gruplardır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital haklar, kişisel veri güvenliği ve siber zorbalık gibi yeni insan hakları alanları da ortaya çıkmıştır.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği, insan haklarını koruma yükümlülüğü altındadır. Özellikle 1982 Anayasası'nın 12. maddesi, herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu belirtmektedir. Ancak uygulamada bazı hak ihlalleri ve sorunlar zaman zaman gündeme gelebilmektedir. Bu nedenle hem devletin hem de bireylerin insan haklarını koruma ve geliştirme yönündeki sorumluluğu büyüktür.10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, insanlığın ortak vicdanının ve değerlerinin bir yansımasıdır. Her insan, doğuştan sahip olduğu haklarla onurlu bir yaşam sürme hakkına sahiptir. Bu hakların korunması ve geliştirilmesi, yalnızca devletlerin değil, tüm bireylerin ortak sorumluluğudur. İnsan haklarına saygılı bir dünya, barışın, adaletin ve huzurun temelidir.
Bu özel gün, sadece anmak için değil; aynı zamanda daha adil, daha eşit ve daha özgür bir dünya inşa etmek için bir farkındalık günü olmalıdır. Çünkü insan hakları, sadece belirli bir grubun değil, tüm insanlığın ortak değeridir.