Emlak Yöneticim

28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

Günümüz dünyasında çalışma hayatı, insan yaşamının büyük bir bölümünü kapsamakta ve bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını doğrudan etkilemektedir. İş kazaları, meslek hastalıkları ve çalışma koşullarından kaynaklı sağlık sorunları, hem bireyleri hem de toplumu derinden etkileyen önemli sorunlardır. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği, yalnızca işverenlerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olarak ele alınmalıdır.Bu alandaki farkındalığı artırmak amacıyla, her yıl 28 Nisan, Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü olarak kutlanmakta ve bu konuda ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

28 Nisan, ilk olarak 1970’li yıllarda Kanada’da yaşanan iş kazalarında hayatını kaybeden işçileri anmak amacıyla anma günü olarak kabul edilmiştir. Daha sonra bu tarih, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” ilan edilerek küresel bir farkındalık gününe dönüştürülmüştür.

ILO’nun 2003 yılında aldığı kararla birlikte bu gün, her yıl dünyanın dört bir yanında, iş yerlerinde yaşanan ölümlerin, kazaların ve meslek hastalıklarının önlenmesi için bilinç oluşturma amacıyla kutlanmaya başlanmıştır.

İş sağlığı ve güvenliği (İSG); çalışanların iş yerinde maruz kalabilecekleri tehlikeleri önceden belirlemek, riskleri en aza indirmek ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamak amacıyla yapılan tüm sistemli çalışmaları kapsar. Bu kavram sadece fiziksel güvenliği değil; ruhsal sağlığı, psikososyal ortamı ve çalışma koşullarını da içine alan geniş bir alanı kapsamaktadır.

Her yıl dünya genelinde milyonlarca insan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmekte ya da ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. ILO verilerine göre, her yıl yaklaşık 2.8 milyon çalışan iş kazası veya meslek hastalığı sonucu hayatını kaybetmektedir. Yine her yıl yaklaşık 374 milyon iş kazası yaşandığı tahmin edilmektedir. Bu durum sadece bireyleri değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınmalarını da olumsuz etkilemektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı çalışma, yetersiz denetim ve iş güvenliği kültürünün gelişmemiş olması, riskleri daha da artırmaktadır.Türkiye’de de iş sağlığı ve güvenliği konusu, özellikle son yıllarda büyük önem kazanmıştır.

2012 yılında yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, bu alanda atılmış en önemli adımlardan biridir. Kanun; işveren, çalışan ve devletin iş birliği ile güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasını hedeflemektedir. Ancak ne yazık ki Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda hâlâ yüksek risk grubunda yer almaktadır. Özellikle maden, inşaat, tarım ve sanayi sektörlerinde yaşanan kazalar, hem insan kayıplarına hem de büyük ekonomik zararlara yol açmaktadır. Bu nedenle, sadece yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda eğitim, denetim, bilinçlendirme ve kültürel değişimle de iş güvenliği alanında gelişme sağlanmalıdır. Bu gün vesilesiyle iş yerlerinde çeşitli seminerler, eğitimler, anma törenleri ve medya kampanyaları düzenlenmektedir. Özellikle çalışanlara yönelik bilgilendirme etkinlikleri, kazaların önlenmesinde büyük rol oynamaktadır.İş sağlığı ve güvenliği, sadece bir yükümlülük değil; insan hayatına ve emeğine duyulan saygının bir göstergesidir.

28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, daha güvenli iş yerlerinin, daha sağlıklı çalışanların ve daha üretken toplumların inşası için bir fırsattır.Unutulmamalıdır ki hiçbir iş, insan hayatından daha değerli değildir. İş kazaları ve meslek hastalıkları kader değil, önlenebilir durumlardır. Bu bilinçle hareket etmek, hem çalışanların hem de işverenlerin ortak sorumluluğudur.Bu özel gün, daha güvenli bir gelecek için alınması gereken önlemleri hatırlatmalı ve her birey, “önce insan, önce güvenlik” ilkesini hayatının bir parçası haline getirmelidir.