Emlak Yöneticim

ALTIN VE ENERJİ HARİÇ CARİ DENGE

ALTIN VE ENERJİ HARİÇ CARİ DENGE

ALTIN VE ENERJİ HARİÇ CARİ DENGE

Türkiye ekonomisinde cari denge, uzun yıllardır en dikkatle takip edilen göstergelerden biri olmayı sürdürüyor. Dış ticaret dengesi, hizmet gelirleri, yatırım gelirleri ve transferler gibi kalemlerin toplamından oluşan cari denge; bir ülkenin dış dünyayla ekonomik ilişkilerinin genel seyrini göstermesi bakımından kritik öneme sahip. Ancak son yıllarda bu dengeyi değerlendirirken sıkça vurgulanan bir kavram daha öne çıkıyor: altın ve enerji hariç cari denge. Çünkü bu gösterge, ülkenin yapısal ihracat kapasitesini ve dış ticaretteki dayanıklılığını daha net bir biçimde ortaya koyuyor.

Altın ve Enerjinin Hariç Tutulmasının Nedeni

Türkiye ekonomisinde enerji ithalatı ve altın ticareti, cari dengeyi doğrudan etkileyen iki büyük kalemdir. Enerji, Türkiye için uzun süredir “zorunlu ithalat” kalemi olarak öne çıkıyor. Zira doğalgaz, petrol ve kömür gibi enerji kaynaklarında yüksek dışa bağımlılık, her yıl cari açık rakamlarını yukarı çeken bir unsur olmuştur. Altın ise finansal belirsizliklerin yoğunlaştığı dönemlerde bir “güvenli liman” olarak görülmekte, bu da hem ihracat hem ithalat yönünde ciddi dalgalanmalara yol açmaktadır.

Bu iki kalem, ekonomik aktivitenin dışında kalan, yani üretim ve ihracat kapasitesini doğrudan yansıtmayan unsurlardır. Dolayısıyla “altın ve enerji hariç cari denge” göstergesi, ekonominin dış ticarette ne ölçüde rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olduğunu anlamak için daha sağlıklı bir ölçü sunar. Enerji fiyatlarındaki küresel dalgalanmalar veya altın alım-satımındaki geçici hareketler dışarıda bırakıldığında, ülkenin “çekirdek” dış denge performansı ortaya çıkar.

Son Dönem Veriler Ne Söylüyor?

Son yıllarda Türkiye’nin altın ve enerji hariç cari dengesi, genel cari açık verilerine kıyasla çok daha olumlu bir seyir izlemektedir. Örneğin, 2024 ve 2025 yıllarında enerji fiyatlarındaki yüksek seyrin yanı sıra altın ithalatındaki artış, cari açığı genişletici yönde etkide bulunmuştur. Buna rağmen, altın ve enerji hariç tutulduğunda Türkiye ekonomisi, dış ticarette fazlaya yaklaşan bir tablo sergilemektedir.

Bu durum, özellikle sanayi ihracatının güçlü performansından, hizmet gelirlerindeki artıştan ve turizm sektörünün rekor düzeylere ulaşmasından kaynaklanmaktadır. Yüksek katma değerli sektörlerdeki ihracat artışı, cari açık üzerindeki baskıyı sınırlamaktadır. Otomotiv, kimya, savunma sanayi, elektrik-elektronik ve makine ihracatında görülen yükseliş, enerji dışı kalemlerde dış ticaret dengesini destekleyen temel unsurlar olmuştur.

Ayrıca, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’nin ihracat pazarlarında çeşitliliğini artırması ve Avrupa’daki talep toparlanması, enerji hariç dış dengeyi güçlendirmiştir. Bu durum, yapısal reformların ve üretim kapasitesindeki artışın somut bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Altın ve Enerji Hariç Fazla, Gerçek Dayanıklılığın İşareti

Altın ve enerji hariç cari dengede fazla verilmesi, Türkiye ekonomisinin dış finansman ihtiyacının yapısal olarak azaldığını göstermektedir. Çünkü bu fazlalar, kalıcı üretim gücünden, ihracat kapasitesinden ve rekabetçi sektörlerin büyümesinden kaynaklanır. Yani ekonominin “temel motorunun sağlıklı çalıştığına işaret eder.

Enerji ve altın hariç tutularak hesaplanan cari fazla, aynı zamanda ülkenin döviz gelirlerinin sürdürülebilir kaynaklara dayandığını da ortaya koyar. Bu göstergede fazla verilmesi, Türkiye’nin enerji bağımlılığı azaldığında ya da enerji fiyatları normalleştiğinde cari fazla verebilecek bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.

Örneğin, 2025 yılı ortasında açıklanan veriler, Türkiye’nin altın ve enerji hariç cari işlemler dengesinde önemli bir iyileşmeye işaret etmiştir. Sanayi üretimindeki artış, turizm gelirlerindeki güçlü seyir ve ihracat birim değerlerindeki yükseliş, bu iyileşmenin temel belirleyicileridir. Aynı dönemde enerji ithalatında fiyat kaynaklı artış yaşansa da çekirdek denge tarafında fazlalığın korunması dikkat çekmiştir.

Politika Açısından Ne Anlama Geliyor?

Altın ve enerji hariç cari denge, ekonomi yönetimi açısından kritik bir rehber niteliği taşır. Çünkü bu gösterge, para politikası, döviz kuru stratejisi ve dış ticaret politikalarının ne ölçüde etkili olduğunu anlamak açısından önemli bir referans noktasıdır.

Eğer enerji ve altın hariç denge fazla veriyorsa, bu, ekonomide üretim ve ihracatın döviz kazandırıcı kapasitesinin güçlendiğini gösterir. Böyle bir durumda, genel cari açık rakamının yüksek olması, enerji fiyatlarındaki geçici artışlardan kaynaklanıyorsa, bu açık daha “yönetilebilir” kabul edilir. Bu nedenle ekonomi yönetimi, çekirdek dengeyi pozitif tutmak için sanayi üretimini, ihracatı ve hizmet gelirlerini destekleyen politikaları önceliklendirmektedir.

Öte yandan, enerji ve altın hariç denge verilerinin güçlü seyri, Türkiye’nin uzun vadede dış finansman bağımlılığını azaltabileceğine dair umut verici sinyaller de sunar. Enerji dönüşüm politikalarının devreye girmesiyle birlikte yenilenebilir enerji yatırımlarının artması, enerji ithalat faturasını kademeli olarak düşürecek; bu da genel cari dengeyi yapısal olarak güçlendirecektir.

Sonuç: Ekonominin “Temiz Aynası”

Altın ve enerji hariç cari denge, Türkiye ekonomisinin dış ticaretteki gerçek gücünü ve sürdürülebilir büyüme kapasitesini ölçmek için adeta “temiz bir ayna” işlevi görür. Bu gösterge, kısa vadeli fiyat şoklarından veya spekülatif hareketlerden arındırılmış bir dış denge görünümü sunar.

Bugün Türkiye, enerji fiyatlarının yüksek seyrine ve küresel ekonomik belirsizliklere rağmen, üretim tabanını çeşitlendirerek ihracat gücünü artırmaktadır. Altın ve enerji hariç cari fazla, bu dönüşümün en somut göstergesi olarak öne çıkıyor. Eğer bu eğilim korunur ve enerji bağımlılığı kademeli olarak azaltılırsa, Türkiye sadece cari açığını değil, ekonomik kırılganlıklarını da kalıcı biçimde azaltma yoluna girecektir.

Kısacası, altın ve enerji hariç cari denge, ekonominin yapısal sağlığını ölçen, geleceğe dönük bir barometredir. Bu barometrenin olumlu seyri, Türkiye’nin dış denge açısından kendi ayakları üzerinde durabilen, üretim ve ihracat gücüyle büyüyen bir ekonomi haline geldiğinin en net kanıtıdır.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

Zaferozcivan59@gmail.com