Arkadaşlık İlişkileri
İnsan, sosyal bir varlıktır. Sosyal etkileşim, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Yaşamını ilişkiler ağı içinde sürdüren insanın uyumunda ve mutlu olmasında sağlıklı sosyal etkileşimin büyük payı vardır. Çocuğun sosyal davranışı etkileşimde olduğu iki önemli grubun; ailenin ve akranların tepkileri bağlamında ele alınmalıdır. Çocuklar ilk ilişkilerini kurdukları yetişkinlere bağımlı ve onlara göre daha güçsüzdür. Yani çocuk yetişkin ilişkisi bir çeşit eşitsizliğe dayanır. İlerleyen yaşlarda ise çocukların akranlarıyla olan ilişkileri giderek önem kazanır. Çocuklar neyin kabul neyin reddedileceğini akranlarının kendilerine verdiği tepkilerden öğrenirler. Arkadaş ilişkileri çocukların gelişiminde büyük rol oynar. Gelişim sürecinde akranlarıyla yaşadığı yoğun ilişkiler çocuğa, yeterli sosyal uyum gösterebilmesi ve gerekli sosyal becerileri kazanması için birçok fırsat sağlar. Çocuğun arkadaşlık ilişkileri aynı zamanda onun ruhsal olgunluğunun en iyi ölçütüdür.
Arkadaşlık ilişkileri, yaş dönemi özelliklerine göre farklılıklar gösteren, bir gelişim alanıdır.
AKRAN İLİŞKİLERİNİN YAŞ DÖNEMLERİNE GÖRE GELİŞİMİ
Çocukların sosyal davranışları geliştikçe akranlar ile çeşitli ortamlarda bulunma istekleri artar. Akran ilişkileri yaşamın ilk yılında başlar, ancak bebekler 6 aydan önce, birbirlerinin farkında olduklarını gösteren davranışlarda bulunmazlar. Birbirlerine dokunarak ve bakarak, birbirlerinin saçlarını çekerek ve hareketlerini tekrar ederek ilişkiyi başlatmaları 6. aydan sonra görülür. Çocuklar 9. ve 13. aylar arasında, öncelikli olarak oyuncaklara tepki verirler, ancak bulundukları ortamda tek bir oyuncak olması, oyuncağa ulaşmada birbirlerini engel olarak algılamalarına neden olabilir.
Çocukların etkileşimlerinde 2 ve 4 yaşları arasında artış olur. Herhangi bir yetişkinin yakın müdahalesi ya da gözlemi olmadan, çocuklar birbirleriyle daha uzun süreli oyun oynamaya ve bir dizi sosyal beceri geliştirmeye başlarlar. Çocuğun oyun ortamındaki sosyal davranışı, çevreye uyum ve ilişki kurabilme becerisi ile ilgilidir. Kızlar için genellikle 10-14, erkekler içinse 12-16 yaşları arasında gelişen ön-ergenlik döneminde hızla bir bedensel değişim ve bilişsel olgunlaşma izlenir. Akran grubu daha yapılandırılmış hale gelir.
Ergenlik öncesinde akran gruplarının işlevi değişim gösterir. İlkokul yaşındaki akran grupları, oyun içinde doğal yaşamı öğrenmeyi destekleyen ideal bir ortam sağlar. Örneğin, ortaokuldan liseye geçmekte olan ergenlik öncesi çocukların akran gruplarının bir işlevi, ailenin sunduğu koruyucu ortamdan yetişkinliğin bağımsız yaşamına geçiş sürecinde çocuğa yardımcı olmaktır. Ergenlik döneminde, arkadaşlar gencin yaşamında büyük bir rol oynamaya başlar. Bu dönemde genç, daha az ‘aile merkezli’ buna karşılık daha çok ‘arkadaş’ merkezlidir. Bu dönemde çocuğunuz, arkadaşlarıyla sizinle geçirdiği zamanın ortalama iki katını geçirir.
ERGENLİK DÖNEMİNDE ARKADAŞLIK, KIZ-ERKEK VE AKRAN İLİŞKİLERİ
Arkadaşlık ilişkilerinin gelişiminde çocukluk dönemi yaşantıları büyük bir önem taşımaktadır. Arkadaşlık kurmak, ne kadar erken başlarsa, o denli kolay gelişen bir beceridir.
Çocukluk döneminde, yeterli deneyimi olmamış bir ergenin, sağlıklı arkadaşlık ilişkileri geliştirmesi zor olacaktır. En sağlıklı ailenin bile, çocuğa veremeyeceği tek şey, arkadaşlıktır. Ergenlik dönemi ile birlikte, anne babadan duygusal bir uzaklaşma ve giderek akran gruplarıyla daha çok zaman geçirme eğilimi belirir. Her çocukta değişmekle birlikte, ortalama 12 yaşından sonra, çocukların akran ilişkileri güçlenir, ebeveynlere bağımlılıkları azalır ve grup arkadaşları, anne-babanın yerini almaya başlar. Büyümeyle birlikte, toplumsallaşma ve bu gruplardaki yoğun akran etkileşimi sonucu, çocuklar var olan kültürel değerleri sorgular, yeni değerler geliştirir ve çoğu kez kendilerine ait bir alt kültür oluştururlar.
Ergen davranışları üzerinde, "grup baskısının" etkisi büyüktür ve kişiye bir kimlik (ait olma duygusu) sağlar. Giyimleri, davranış ve düşünceleriyle yetişkinlerden farklılaşmaya çabalarlar, kendi aralarında yeni özdeşimler kurarlar. Akran grupları bir yandan güvenlik ve ait olma duygusu verirken, öte yandan hem kendi aralarında, hem de diğer grup veya yetişkinlerle yarışma ortamı yaratır.
Ergenlik döneminde arkadaşlıklar farklı bir anlam taşır ve ergenler, gerek çocuklardan, gerek yetişkinlerden daha kolay arkadaş edinirler. Yaşamın hiçbir döneminde ergenlik dönemindeki kadar yakın arkadaşlıklar kurulmaz ve gençler birbirlerinin özel duygularını, diğer dönemlere göre daha yoğun bir biçimde paylaşırlar. Ergenlik döneminin başında arkadaş grupları bir iki kişiden oluşurken ve daha çok sırdaş arkadaş niteliği taşırken, daha sonraları arkadaş sayısında artış olmaktadır. Sayının artması yanında, grubun yapısal niteliğinde de değişiklikler görülmeye başlar.
Çocukların yaşları büyüdükçe, arkadaşlık ortamında yaşadıkları tatminin ve karşılaştıkları problemlerin miktarı da artmaktadır. Böyle durumlarda aileler, uygun çözüm yollarını bulmaları için çocuklarını yönlendirmelidirler. Anne-babalar, dinlemeye ve iletişime açık olmalıdır. Deneyimlerine dayanarak alternatif çözümler üretme konusunda çocuklarına yardımcı olmalı fakat onlara ne yapmaları gerektiği konusunda zorlayıcı olmamalıdır. Çocuklar kendilerine uygun çözüme, kendileri karar vermeli, kararının sorumluluğunu da taşımalıdır.