Emlak Yöneticim

Dava konusu olay hakkında bilgi sahibi olduğu bilinen ancak davaya taraf olmayan kişilere tanık; kişinin tanık olduğu olay ile ilgili sahip olduğu bilgileri adli makam önünde beyan etmesine tanıklık denir.

Yasal Düzenleme ve Emsal Karar

CMK md.52: ‘’Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.

Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler…’’

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2013/40622 E. ve 2016/4939 K. sayılı kararı: ‘’Tanıklar bir arada dinlenemezler. Tanıkların ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında olmadan dinlenmesi gerekir.’’ şeklinde hükmedilmiştir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2018/3459 E. ve 2021/14918 K. sayılı kararı: ‘’18 yaşından küçük olan mağdur …‘ın, mahkemede, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurularak ve CMK’nın 52/3-a maddesi uyarınca, görüntü ve ses kaydı yapılması suretiyle ayrıntılı bir şekilde ifadesinin alınması neticesinde, annesi olan mağdur …‘nin etkisinde kalıp kalmadığı ve beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında görüş alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden CMK’nın 236/3. maddesine aykırı davranılması, bozma nedenidir.’’

Tanığın Dinlenme Usulü

Tanıklar dava konusu olay hakkında bildikleri hususları doğru ve eksiksiz olarak anlatmakla yükümlüdür. Bu anlamda tanıkların birbirlerini etkilememesi amacıyla, her tanığın ayrı ayrı ve tanıklar bir arada bulunmaksızın dinlenmesi gerekir.

Soruşturma evresinde gizlilik, kovuşturma evresinde açıklık ilkesi egemendir. Bu nedenle, soruşturma evresinde tanıklar, gecikmesinde sakınca bulunan ve kimlik belirleme zorunluluğu doğan hallerde yüzleştirilebilirler. Yine kovuşturma evresinde tanıklar birbirleri ve sanıkla yüzleştirilebilirler.

Tanıkların dinlenmesi esnasında görüntü veya sesler kayda alınabilir. Dolayısıyla kayıt alınması konusunda zaruret bulunmamaktadır. Ancak mağdur çocukların ve duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin tanıklığında kayıt alınması zorunludur.

Yalan Tanıklık Suçu

Yalan tanıklık suçu TCK md.272’de düzenlenmiştir. Yalan tanıklık, hukuka aykırı olarak başlatılmış bir soruşturmada, tanık dinlenmeye yetkisi olan mahkeme, kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı beyanlar verilmesiyle oluşan bir suçtur. Suçun işlenmesi halinde fail hakkında hapis cezasına hükmedilebileceği düzenlenmiştir.