Dijital Dünyada Zaman Yönetimi: Sosyal Medya mı, Dersler mi?
Günümüzde hepimizin ortak bir problemi var: zaman yönetimi. Özellikle de dijital çağda doğmuş bir nesil olarak, günümüzün büyük bir kısmı fark etmeden ekranlar karşısında geçip gidiyor. Telefon elimizde, bir bildirim geliyor, bir bakmışız saatler uçup gitmiş. Hele ki Instagram, TikTok, YouTube derken zaman nasıl geçiyor anlamıyoruz bile. Peki ya dersler? İşte asıl sıkıntı burada başlıyor.
Ödevler birikiyor, sınavlar yaklaşıyor ama elimiz telefondan ayrılmıyor. “Bir videoya daha bakayım, sonra başlarım” diyoruz ama o “bir video” bazen 50 video olabiliyor. Aslında bu durumun altında yatan temel sebep, beynimizin hızlı ödül sistemine alışmış olması. Yani sosyal medyada bir beğeni almak, ilginç bir video izlemek, beynimize ‘mutluluk hormonu’ olan dopamini salgılatıyor. Ders çalışmak ya da ödev yapmak ise genellikle daha geç ödüllendirildiği için sıkıcı geliyor.
Peki bu döngüyü nasıl kıracağız? Aslında çözüm basit ama uygulaması biraz irade istiyor: Öncelik listesi yapmak ve zamanı dilimlere ayırmak. Mesela “1 saat boyunca sadece ders çalışacağım, sonra 15 dakika sosyal medyaya bakacağım” şeklinde bir sistem. Bu yöntem hem beyninize ödülünü vermeye devam ediyor hem de derslerinize zaman ayırmanızı sağlıyor.
Bir diğer öneri de “bildirim sessizliği”. Telefonda gelen her titreşim ya da sesli uyarı dikkatinizi bölüyor. Çalışma süresince bildirimleri kapatıp, sadece molalarda telefona bakmak inanılmaz derecede verimli oluyor. Denemediyseniz mutlaka deneyin!
Kısacası, dijital dünyanın sunduğu sınırsız eğlenceye kapılmak çok kolay ama asıl başarı, bu dünyayı kontrol edebilmekte yatıyor. Zaman sizin elinizde, onu nasıl yönettiğiniz ise tamamen sizin tercihiniz. Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı bilinçli bir şekilde sınırlarsanız hem derslerinizde başarılı olabilir hem de keyifli bir sosyal medya hayatını sürdürebilirsiniz.