Emlak Yöneticim

Doğayla Sessiz Bir Sohbet

Doğayla Sessiz Bir Sohbet

Bir sabah erkenden uyanıp yalnızca doğayı dinlemek için dışarı çıktım. Şehrin karmaşasından uzak, küçük bir orman yolunda yürümeye başladım. Ayaklarımın altında çıtırdayan kuru yapraklar, ağaçların arasından süzülen ışık ve kuşların ahenkli sesleri bana huzurun ne olduğunu yeniden hatırlattı.

 O an fark ettim ki doğa, konuşmayan ama hep anlatan bir varlık. Sessizliği bile anlamla dolu. Bir ağacın gövdesine dokunduğumda, yıllardır dimdik ayakta kalışına hayran oldum. Ne fırtınalar geçirmiştir kim bilir ama hâlâ kökleriyle toprağa sıkı sıkıya tutunuyor. Sanki bana, “Sen de diren, geçer” diyordu.

 Bir sincap dikkatle dallar arasında koştururken, doğada herkesin bir görevi olduğunu düşündüm. Ne bir fazlalık ne de bir eksiklik vardı. İnsan da bu dengenin bir parçası ama çoğu zaman bunu unutuyoruz. Halbuki doğa, bize sabrı, dengeyi ve sade yaşamı öğretecek en büyük öğretmen.

 O gün, yürüyüşüm bittiğinde sadece bedenim değil, ruhum da tazelenmişti. Doğayla geçirdiğim o kısa vakit, iç dünyama ayna tuttu. Artık ne zaman kendimi kaybolmuş hissetsem, doğaya dönüyorum. Çünkü en gerçek cevaplar, çoğu zaman kelimelerin değil, yaprakların arasında gizlidir.