Dolandırıcılık
Kişileri aldatıp iradelerini yanıltmak suretiyle malvarlıkları üzerinde tasarruf etmelerini sağlamaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun gerekçesinde de suçun bu niteliği “Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır.” şeklinde açıklanmıştır.
Roma Hukuku’ndan beri hukuk düzenlerinde kişilerin iradelerinin yanıltılmasını engellemeye yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. Ama Roma Hukuku’nda “crimen falsum” olarak ifade edilen dolandırıcılık fiilleri ayrı ve bağımsız bir suç olarak değil, günümüzde dolandırıcılık olarak adlandırılan suçun yanı sıra sahtecilik, yalan beyan, yalan yere yemin etmek gibi failin dürüst davranmayarak hileli davranışlar sergilediği birden çok suçu kapsayan bir üst kavram olarak kullanılmıştır.
Dolandırıcılık fiillerinin ayrı ve bağımsız bir suç olarak malvarlığına karşı suçlar arasında düzenlenmesi 19. yüzyılda olmuştur.
Basit ve nitelikli dolandırıcılık suçu, serbest hareketli bir suç olduğundan birçok farklı hareket tarzıyla işlenebilecek bir suçtur. Ancak tüm hareketlerin ortak altyapısını teşkil eden, dolandırıcılık suçunun şartları olarak nitelenebilecek üç koşul vardır:
Hileli Hareket: Dolandırıcılık suçunun en unsuru fiili işleyen kişi tarafından hileli hareketler icra edilmesidir. Mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak hileli davranışlar fail tarafından sergilenmelidir. Dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığı suçlarından ayıran temel özellik, hilenin mağdura zarar vermek için araç olarak kullanılmasıdır. Mağdura her söylenen yalan hile olarak değerlendirilemez, dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile, niteliki bir yalan olup mağdurun yargılama yetisini ortadan kaldıracak ölçüde yoğun ve ustaca sergilenmelidir.
Aldatma: Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması gerekir. Her somut olayda hileli hareketin mağduru aldatabilecek boyutta olup olmadığı ayrı ayrı tespit edilmelidir. Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre belirlenmelidir. Bu konuda önceden bir kriter oluşturmak olanaklı değildir.
Zarar: Dolandırıcılık suçunun vücut bulması için suç teşkil eden fiil nedeniyle bir zarar ortaya çıkmalıdır. Suçun faili, mağdurun veya başkasının zararına, kendisinin veya başkasının yararına haksız bir fayda elde etmelidir. Fiili işleyen kişi, kendisi veya başkası lehine fayda elde etmek için bilerek ve isteyerek hileli hareketler icra etmeli, mağdura verilen zarar ile fiili işleyenin eylemi arasında uygun illiyet bağı mevcut olmalıdır. Dolandırıcılık suçunda zarar, objektif ölçüler dikkate alınarak belirlenecek ekonomik zarardır.