El Muid İsmi
Mahlukâtı yok ettikten sonra tekrar yaratan.[1201]
"Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, sonra onu (ölümün ardından diriltip) alır. Nihayet hepiniz O'na döndürüleceksiniz." [1202]
El-Muid lügatta, "avd" kökünden ve ifâl babından "i'âde" mastarından gelir ki; "bîr şeyin tekrar edilmesi" manasındadır. Cenab-ı Hakk'ın bir sıfatı olarak "mahlukâtı öldükten sonra yeniden dirilten sonra tekrar yaratan" demektir.
Mahlukâtı canlılıktan sonra ölüme iade eden, sonra onları ölümden sonra tekrar dirilten Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. Allah Tealâ:
"(Düşün o) günü ki, yazılı kağıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu), üzerimize aldığmız bir vaaddir. Biz (vaâdettiğimizi) yaparız."[1203] buyuruyor. [1204]
Her şey, mukadder olan ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, Allah'tan başka kimse kalmaz; fakat varken yok olan bu insanlar hayatlarında neler yapmışlardır? Hangileri afif, nezih, temiz yaşamıştır? Hangileri buyruk tanımamış, bir çok cinayetler işlemiş, birçok ocak söndürmüştür? Dünyâ hâkimleri bunların binde birini olsun meydana çıkaramamıştır.
Allah Alîm'dir, Habîr'dir, bunların hepsini biliyor. Muksıt'tır, Adil'dir, hakkı yerine getirir. Müntekım'dır, zalimleri sevmez, onlardan öç alır. Kudretine, emr ü fermanına karşı gelecek yoktur. Şu halde eğer ölmekle iş bitmiş olursa, hak yerini bulmayacak, zâlimlerin bütün yaptıkları yanlarına kalacak demektir. Hikmet, akıl ve mantık, elbette ki bunu kabul etmez. [1205]
Allahu Teâlâ Haksızlığı Tervîc Etmekten Münezzehtir:
Zâlimleri, kâfirleri, canileri, müşrikleri hesaba çekmekten ve onların müstehik oldukları cezayı vermekten âciz değildir. Öyle ise, her şeyin ölüp bitmesiyle işler sona ermiş değildir. Bunun ilerisinde, iyilerle kötülerin birbirlerinden tamamen ayrılacağı, iyiliğin sevabı, kötülüğün ıkâbı verileceği umûmî bir hesap ve ceza gününün olacağı muhakkaktır ve bu günün olacağına Allah'ın Kur'ân'da tekrar tekrar va'di vardır. Allah asla va'dinden dönmez. Çünkü buna hiçbir sebep yoktur.
İşte o belli gün gelince Allah va'dini yerine getirecek, herkesin çürümüş bedenini suya, havaya, toprağa dağılmış olan eczâsını tekrar birleştirecek, parmak uçlarındaki hususiyetlere kadar en ince mahsûsâtını çevirip yeni baştan yaratacak ve her bedenin ruhunu kendisine iade edecektir. [1206]
Kula Gereken Şey:
Anlaşılıyor ki, mahlûkâtın ne ölümü ellerindedir, ne dirimi, ne de öldükten sonra berzahta kalımı. Bunların hepsinde de muhakkak bir acz içindedirler. Ne kendileri, ne de başkaları hakkında istedikleri gibi tasarruf edemezler. Bunları yapamıyan da mâbud olmaz. Öyle ise, bütün bu tasarruflara sâhib bulunan Allahu teâlâ'ya kulluğu bırakıp da böyle âcizlere tapmamalı; mahlûkun hatırı için Hâlik'a isyan etmemelidir. [1207]
[1201] Prof. İzzeddin Cemel, El-Esmaü’l-Hüsna, Ravza Yayınları: 266; Ali Osman Tatlısu, Esmaü’l-Hüsna Şerhi, Başak Yayınları: 166.
[1202] Rûm: 30/11
[1203] Enbiyâ: 21/104
[1204] Prof. İzzeddin Cemel, El-Esmaü’l-Hüsna, Ravza Yayınları: 266-267.
[1205] Ali Osman Tatlısu, Esmaü’l-Hüsna Şerhi, Başak Yayınları: 166.
[1206] Ali Osman Tatlısu, Esmaü’l-Hüsna Şerhi, Başak Yayınları: 166.
[1207] Ali Osman Tatlısu, Esmaü’l-Hüsna Şerhi, Başak Yayınları: 167.