İcra Organları
İcra Organları
Asıl İcra Organları: Bunlar icra dairesi, icra mahkemesi, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’ın icra ve iflâs işleri ile görevli daireleridir.
İcra Dairesi: İcra teşkilatının temel organı, icra işlerinde birinci derecede görevli olan icra dairesidir. Hangi takip yoluna başvurulmak istenirse istensin, takip icra dairesine başvuru ile başlar.
Her asliye hukuk mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur. Nüfus ve iş yoğunluğu dikkate alınarak o yerde birden fazla icra dairesi kurulur. İcra dairesinin başında bir icra müdürü bulunur ve müdür icra dairesinin sorumlu amiri durumundadır. İcra müdürünün yanında yeteri kadar müdür yardımcısı, kâtip, mübaşir, hizmetli gibi diğer yardımcı personel bulunur.
Her ne kadar icra dairesi, kanunda belirtilen esaslara göre icra mahkemesi hâkiminin daimi gözetim ve denetimi altında ise de, icra mahkemesine bağlı bir organ değildir. Bu sebeple icra dairesi, mevzuat tarafından kendisine verilmiş yetkileri doğrudan ve icra mahkemesinden talimat almaya ihtiyaç duymadan kullanabilir. Ancak, icra dairesi görevlileri kanuna aykırı hareket ederse yaptığı işlem, ilgilinin şikâyeti üzerine icra mahkemesi tarafından denetlenir, iptal edilip düzeltilir.
İcra dairesi icabında zor kullanma yetkisini de haizdir. İcra dairesinin genel olarak icra takibinin her aşamasındaki görevleri şunlardır:
• İcra dairesi takip talebini alır.
• Takibin ilâmsız ya da ilâmlı olmasına göre ödeme veya icra emri gönderir.
• Takip konusu para ve teminat alacağına ilişkin ise, borçlunun mallarını haczedip satar.
• Koşullar oluştuğunda sıra cetveli düzenler.
• Satıştan elde edilen parayı alacaklıya öder veya alacaklılar arasında paylaştırır.
• Gerekirse alacaklıya alacağının ödenemeyen kısmı için aciz belgesi verir.
• Para ve teminat alacakları dışında kalan takipler için icra dairesi, borçluya icra emri gönderir.
• Süresi içine icra emrinin gereği yerine getirilmezse zorla yerine getirilmesini sağlar.
• İcra dairesi doğrudan yaptığı işlemler yanında, bunlara ilişkin tamamlayıcı işlemleri de yapar.
İcra Mahkemesi: İcra dairesinin işlemlerinin kanuna uygun ve doğru olup olmadığını denetlemek ve kanunla kendisine verilen diğer icra işlerine bakmak üzere, icra dairesinin üstünde icra mahkemesi kurulmuştur. 5092 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce icra mahkemeleri icra tetkik mercii olarak adlandırılıyordu.
İcra mahkemesi, icra dairesinin üstünde olmakla birlikte, icra dairesine yapacağı işlemler için doğrudan talimat veremez ve icra işlemlerini doğrudan icra dairesinin yerine geçerek yapamaz.
Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde bir icra mahkemesi bulunur. Ayrı bir icra mahkemesi bulunmayan yerlerde, o yer asliye hukuk mahkemesi icra mahkemesi görevini de yapar.
İcra mahkemesinin değişik görevleri bulunmaktadır. Bunlar yeri geldikçe belirtilecek olmakla beraber, icra mahkemesinin belli başlı görevleri şunlardır:
• İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyetleri incelemek.
• Takibe karşı borçlunun ileri sürdüğü itirazları incelemek, itirazların kaldırılması taleplerini karara bağlamak.
• Hacizde ve iflâsta istihkak davalarını inceleme.
• İhalenin feshini şikâyet yolu ile incelemek.
• İcra ve iflâs suçlarını inceleyerek ceza vermek.
• Bu görevleri dışında icra mahkemesi kanunla verilen diğer görevleri yapar. Örneğin, ilâmlı icrada icranın geri bırakılması taleplerini inceler, takibin iptal veya talikine karar verir.
İcra mahkemesi kararları, hukuki uyuşmazlık hakkında kural olarak maddî anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Bunun sonucu olarak, icra mahkemesinde karara bağlanan bir husus, kural olarak, daha sonra genel mahkemelerde tekrar dava konusu yapılabilir. İcra mahkemesi kararları sadece o takip konusu hakkında, takip hukukuna özgü bir etkiye ve kesinliğe sahiptir.
İcra mahkemesinde basit yargılama usûlü uygulanır. İcra mahkemesinin görev alanına giren konular (örneğin; şikâyet, itirazın kaldırılması, istihkak davası gibi) ivedi işlerden olduğu için, adli tatilde de görülecektir. Kanun icra mahkemesi kararlarına karşı başvuru yollarıyla ilgili özel hükümler koymuştur. İcra mahkemesinin 363. maddenin birinci fıkrasında sayılan kararlarına karşı istinaf yoluna gidilemez. Başka bir deyişle, icra mahkemesinin ancak birinci fıkrada yazılı olanların dışındaki kararlarına karşı istinaf yolu açıktır. Buna göre hacizli taşınır malların muhafaza şekli, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, teminat yatırılması, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulasına karşı şikâyet üzerine icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna gidilemeyecektir.
Ayrıca 5311 sayılı Kanunla değişik 363. maddeye göre, icra mahkemesinin 85. maddenin uygulanmasına ilişkin verdiği kararlar ile 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriğine ilişkin icra mahkemesinin kararlarının da kesin olduğu düzenlenmiştir. Yine icra mahkemesinin 36. maddede düzenlenen icranın geri bırakılmasına ilişkin kararlarına karşı istinaf yolu kapatılmıştır. İstinafa başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. İstinaf yoluna gidilebilen kararlar için ayrıca miktar sınırı da getirilmiştir. Bu parasal sınır her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen yeniden değerleme oranına göre değişmektedir. 4949 sayılı kanunun 102. maddesi ile eklenen ek 1. madde uyarınca, her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere, kanundaki parasal sınırlar 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılması suretiyle uygulanır. Ayrıca bölge adliye mahkemesinin hukuk daireleri tarafından verilen ve miktar veya değeri kanunda öngörülen parasal sınırı aşan nihai kararlarına karşı temyize de başvurulabilir. Temyize başvuru ve inceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre yapılır. Temyize başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz. Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonucunda verdiği bozma kararlarına karşı, genel hükümlere göre direnme kararı verilebilir. Direnme kararları ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenir ve acele işlerden sayılır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamasıyla karar düzeltme yolu yürürlükten kaldırıldığından, 20 Temmuz 2016 tarihinden sonra kanun yolu başvurusuna konu olan icra mahkemesi kararları bakımından, temyiz incelemesi sonunda verilen kararlara karşı artık karar düzeltme yoluna başvurulamaz.