Emlak Yöneticim

İNSAN GÖÇLERİ

İNSAN GÖÇLERİ

Göç, dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden dolayı insan topluluklarının hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bir iskân ünitesinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir. Kişisel nedenlerle yer değiştirmeye ve bu esnada nakledilen eşyaların hepsine de göç denmektedir. Ayrıca kuşların, balıkların ve bazı hayvan türlerinin, belli mevsimlerde dünyanın çeşitli yerlerine gitmeleri de göç adıyla anılır. 

Göçlerin savaş ve siyasi baskı aracı olarak nasıl stratejik bir şekilde kullanıldığını ele alındığı çalışmalar yapılmaktadır. Göçler, yalnızca insani bir kriz değil, aynı zamanda stratejik bir baskı aracı olarak kullanılabilir. Devletler veya devlet dışı aktörler, zorunlu göçü kasıtlı olarak tetikleyerek diğer devletleri ya da uluslararası toplumu belirli tavizler vermeye zorlayabilir. 

Göçün sebepleri: Birçok gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi göç bir ülkenin başlıca sorunları arasında yer almaktadır. Bunun temeli ise köy yaşamında makineleşmeye geçilmesi ve sanayileşmenin ülkede daha fazla değer kazanmasıdır. Ayrıca eğitim şartlarının yetersizliği de insanları şehre sürüklemiştir. Sağlık koşullarının köylerde yeterli düzeyde olmaması da göçün başlıca etkenleri arasında yer almaktadır. 

1846-1932 arasında 18 milyon İngiliz, 10 milyon İtalyan, 5 milyon Alman yeni kıtalara göç etmiştir. 1821-1924 arasında 55 milyon Avrupalı ülke değiştirmiş, bunların 34 milyonu ABD'yi seçmiştir. İşsizlik, daha iyi şartlarda yaşama gibi sebeplerle, ülkeler arasında ve bir ülkenin kendi içinde de çeşitli göçler olmaktadır. Bunlar, zamanla çözümü zorlaşan büyük problemler ortaya çıkarmakta ve ülkelerin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel dengelerini bozmaktadır. 

Türkiye, köyden şehre büyük oranlara ulaşan göçler sebebiyle bu problemleri en çok yaşayan ve halletmeye çalışan ülkeler arasındadır. 

Göç türleri: Göçler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir. 

Nedenlerine göre; 

Zorunlu göçler; Savaş afet, sürgün gibi nedenlerle oluşur. 

Gönüllü göçler: Daha rahat yaşam şartları için birey göçe kendisi karar vermektedir. 

Yöntemine göre: 

a)Yasal göç,

b)Yasa dışı göç. Ne zaman, nerede, ne yöne oluşacağı kestirilemeyen yasa dışı göçlere düzensiz göç denilir. Bunların bazıları transit göçlerdir. Avrupa'ya ulaşmak için Türkiye'den geçen Afganlar gibi. 

İşçi göçü: Ülkesinde çalışma imkânı bulamayanlar veya düşük ücretle çalışan işçiler farklı ülkelere göç eder. 

Beyin göçü: Başka ülkede çalışmaya giden yetişmiş, nitelikli meslek sahiplerini kapsayan göç türüdür. 

Sürelerine göre; 

Geçici göç; daha sonra dönmek üzere, belli süreliğine bir yere göçmek etmek. Mevsimlik tarım işçilerinin göçü gibi. 

Kalıcı göç; yerleşmek amacıyla göç etmek. 

Göç edilen yere göre; 

İç göç; ülke sınırları içinde yer değiştirmeyi, 

Dış göç; ülke dışına yapılan göçü ifade eder. 

Göç sistemleri kuramının temel prensipleri arasında şunlar bulunmaktadır:  

Göç süreçleri karmaşıktır: Göç, sadece bir neden ya da bir sonuç değil, birçok faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Ekonomik, sosyal, politik ve kültürel nedenler, göç süreçlerini karmaşıklaştırır ve farklı etkileşimlerle birleşebilir. 

Göç süreçleri sürekli ve döngüseldir: Göç, tek yönlü bir hareket olarak değil, kaynak bölgeleri ile hedef bölgeler arasında sürekli bir etkileşim içinde gerçekleşen döngüsel bir süreç olarak görülür. Göç süreçleri, kaynak bölgelerinden hedef bölgelere, hedef bölgelerden kaynak bölgelere doğru sürekli olarak gerçekleşebilir. 

Göç süreçleri çoklu yönlüdür: Göç, sadece bir yöne doğru değil, birden fazla yöne doğru da gerçekleşebilir. Örneğin, kırsal bölgelerden şehirlere, şehirlerden kırsal bölgelere, ülkeler arasında ve hatta kıtalar arasında göç süreçleri görülebilir. 

Göç sistemleri ekonomik, sosyal, politik ve kültürel faktörler tarafından yönlendirilir: Göç sistemleri, ekonomik, sosyal, politik ve kültürel faktörler. 

Göçün etkileri: Göç veren ülkelerde işsizlik azalır. Nüfus azalır. İş gücü açığı kapanır. Nüfus artar. Göçmenlerin kültürel uyum sorunu yaşaması. Yoğun göç sonucu şehirlerde gecekondulaşma. Yerli halkın göçmen topluluğu kabullenme ya da tam tersi dışlama tepkileri söz konusu olabilir. Ayrımcılık ve ırkçılık görülebilir. Yerli halk ile göçmenler arasında rekabet ortamı oluşur. Dünya üzerindeki her ülkeden nitelikli insan gücüne sahip olur.