İNSAN HAKLARI
İnsan hakları, dünyada monarşi ve aristokratik yönetimin yerini demokrasinin almasıyla birlikte ortaya çıkan bir kavramdır. Kişinin en temel ve doğal haklarını korumaya yönelik kanunlar içeren bu kavramdır. Eşitliğe dayanan insan hakları düşüncesi bize din, ırk, görüş farklılığı gözetmeksizin ayrım yapılamayacağını gösterir. Kişinin bu haklara doğuştan sahip olduğu, zaten insan olarak doğmasının bu haklara sahip olmak için yeterli olduğudur.
İnsan hakları resmi olarak 10 Aralık 1948 yılında önerilen bildirge Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 48 üye devlet tarafından kabul edilmiştir. Bu bildirgeden özetle maddeler halinde bahsetmek gerekirse;
- Bireyler ırk, cinsiyet, renk, dil, siyasal ya da farklı bir görüş yüzünden ayrım gözetmeksizin bildiride yer alan yaşama, eğitim, seyahat etme, barınma, yasal çerçeveler içerisinde özgürlük vb haklara sahiptir.
- Hiçbir birey istemediği bir duruma zorlanamaz
- ülkelerin nasıl yönetildiği fark etmeksizin bildirgede yer alan haklara her insan tabidir.
- Kölelik ve esirlik tamamıyla yasaktır.
- devletin insanların bu bildiride yer alan hiçbir hakkını gasp etmeye hakları yoktur.
- Her dinden veya ırktan insan isterlerse evlilik yapabilir.
- Evlilik de ve boşanmada kadınlar ve erkekler her daim eşit haklara sahiptirler.
- Hiçbir insan zulüm ve işkenceye maruz kalmayı hak etmez.
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz, bildirgede yer alan bu kurallar ne yazık ki bildirgenin kabul edildiği tarihten itibaren günümüze kadar ki sürece kadar kurallara uyulduğu pek görülmemiştir. Elbette ki bir takım şeyleri değiştirmiştir. Ancak günümüzde hala insanlık dışı adetler devam etmektedir. Örneğin Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Özbekistan, Çin gibi ülkelerde maalesef kölelik halen devam etmektedir. Hele ki savaş adı altında esir alınıp çeşitli işkencelere, tecavüzlere maruz kalan kadınlar, çocuklar, erkekler ve hatta bebekler
Günümüzdeki bu insanlık dışı zulümlere bu bildirgeyi kabul edip sessiz kalan ülkeler de var. Çünkü zalimliğe susmak zalimlerin işidir. O yüzden insan hakları bildirgesi belki bir şeylerin önüne geçilmesini sağladı ama ne kadar yeterli olduğu günümüzdeki dünyaya geniş bir çerçeveden bakarsak net bir şekilde ortadır.