İtirazın iptali davası nedir?
İtirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. Başka bir deyişle; “itirazın iptali davasında, “alacaklının, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde, borçlunun itiraz ettiği alacağın tespiti ve itirazın iptali (ve ayrıca alacağın ödetilmesi) dileğiyle açtığı bir davadır.
Bu davanın niteliğinin ne olduğu gerek doktrinde ve gerekse uygulamada duraksama konusu olmuştur. Doktrine egemen olan görüşe göre; “bu dava normal bir e d a (alacak = tahsil) davasıdır. Çünkü; “itirazın iptali‟ talebi zorunlu olarak „alacağın tahsili‟ talebini de kapsar...” Buna karşın diğer bir görüşe göre ise, “itirazın iptali davası bir ,eda davası‟ olmadığı gibi, dava sonunda itirazın iptaline dair verilecek ilâm da bir ,tahsil ilâmı‟ değildir. Çünkü, itirazın iptali davası ile, alacaklı mahkemeden borçlunun bir edaya mahkûm edilmesini istememekte ve mahkeme de itirazın iptaline karar vermekle, borçluyu bir edaya mahkum etmemektedir. Ancak, itirazın iptali davası ve ilâmının, yargılama giderlerine ve eğer talep edilmişse, icra inkâr tazminatına ilişkin kısmi bir ,eda (tahsil) davası ve ilâmı’dır. İtirazın iptali davası bir “tesbit davası‟ niteliğindedir. Bu görüş önce, “eda (tahsil) davasının, zorunlu olarak alacağının tesbiti istemini de içereceği, bu nedenle, itirazın iptali davasının eda davası niteliğinde sayılması gerektiği” Şeklinde eleştirilmiş daha sonra da; “itirazın iptali davasının mevzuu evvelemirde, ödeme emriyle istenilen alacağın hüküm altına alınması olacaktır. Alacağın varlığını ortaya koyacak dava, tesbit davası olduğu kadar alacağın tahsili davası olabilecektir” denilmiştir.