Emlak Yöneticim

Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi: İstanbul Sözleşmesinin Rolü

Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi: İstanbul Sözleşmesinin Rolü

Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi: İstanbul Sözleşmesinin Rolü

Kadına karşı şiddet, dünya çapında ciddi bir insan hakları ihlali olup, kadınların fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik haklarını ihlal eden bir olgudur. Bu şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirir, kadınların hayatlarını olumsuz etkiler ve toplumların gelişimini engeller. Bu bağlamda, kadına karşı şiddetin önlenmesi için hukuki düzenlemeler ve uluslararası işbirliği büyük bir önem taşımaktadır. Bu amaçla yapılan en önemli uluslararası anlaşmalardan biri, İstanbul Sözleşmesi'dir. İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesi ve şiddete uğrayan kadınların korunması için bir çerçeve sunan önemli bir belgedir.

1. İstanbul Sözleşmesi Nedir?

İstanbul Sözleşmesi, 2011 yılında Türkiye'nin İstanbul şehrinde imzaya açılan ve kadına karşı şiddetle mücadelede önemli bir kilometre taşı olan *“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”*nin adıdır. Resmi adıyla "İstanbul Sözleşmesi", Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan bir uluslararası sözleşmedir ve kadınların şiddet ve ayrımcılığa karşı korunması için kapsamlı bir hukuki düzenleme sunmaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti, ayrımcılığı, aile içi şiddeti ve cinsiyet temelli şiddeti önlemek amacıyla hükümetlere yönelik bir dizi yükümlülük getirmektedir. Sözleşme, kadınların şiddetten korunması, faillerin cezalandırılması, şiddet mağdurlarına yardım edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi birçok kritik alanı kapsamaktadır.

2. İstanbul Sözleşmesi’nin Temel İlkeleri

İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetle mücadelede temel ilkeleri belirleyen bir belgedir. Bu ilkeler, sadece kadına karşı şiddetle mücadele etmeyi değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı değiştirmeyi, kadınların güçlenmesini sağlamayı amaçlamaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nin temel ilkeleri şunlardır:

a. Eşitlik ve Ayrımcılıkla Mücadele

İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını hedefler. Kadına karşı şiddet, çoğu zaman toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, şiddetle mücadelede en temel unsurlardan biri, kadın ve erkek arasındaki eşitliğin sağlanmasıdır. Sözleşme, devletlerin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmelerini, kadına yönelik şiddet için toplumsal olarak duyarlı bir yaklaşım geliştirmelerini talep etmektedir.

b. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele

Sözleşmenin temel amacının kadına yönelik şiddeti önlemek ve şiddete uğrayan kadınlara yardım etmek olduğu açıktır. Şiddet türleri arasında fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet yer almaktadır. İstanbul Sözleşmesi, bu şiddet türlerini tanımlar ve her birine karşı alınması gereken önlemleri belirtir. Ayrıca, şiddet mağdurlarına yönelik destekleyici hizmetlerin sağlanması ve faillerin cezalandırılması konusunda hükümetlere yükümlülükler getirmektedir.

c. Eğitim ve Bilinçlendirme

Sözleşme, toplumu kadına karşı şiddet konusunda bilinçlendirmeyi ve eğitim yoluyla toplumsal farkındalık yaratmayı da hedefler. Kadına yönelik şiddet, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorundur. Bu nedenle, okulda ve toplumda eğitim programları düzenlemek, toplumun her kesimine bu konuda bilgi sağlamak önemlidir.

d. Önleme ve Koruma

İstanbul Sözleşmesi, şiddetin önlenmesi için kapsamlı bir yaklaşım benimser. Bu, sadece şiddet sonrası müdahaleleri değil, aynı zamanda şiddetin önceden engellenmesine yönelik stratejileri de içerir. Sözleşme, devletlerin, şiddet mağdurlarına korunma sağlamak, şiddet uygulayanların cezalandırılmasını temin etmek ve mağdurlara psikolojik, sosyal ve hukuki destek sunmak gibi yükümlülükler getirir.

3. İstanbul Sözleşmesi’nin Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesindeki Rolü

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası çapta da bir fark yaratmayı hedefler. Bu sözleşme, kadınları korumak için devletlere önemli yükümlülükler getirirken, aynı zamanda kadına yönelik şiddetle ilgili toplumsal farkındalığı artırmayı da amaçlamaktadır. Sözleşmenin temel katkıları şunlardır:

a. Hukuki Çerçeve Sağlama

İstanbul Sözleşmesi, kadınların şiddetle mücadelede haklarını güvence altına alan bir hukuki çerçeve sunar. Devletler, şiddetle mücadele için gerekli yasaları çıkarmak, suçları cezalandırmak ve mağdurları korumakla yükümlüdür. İstanbul Sözleşmesi, bu sürecin denetlenmesini ve şeffaflığın sağlanmasını da garanti altına alır.

b. Mağdurlara Destek Sağlama

Sözleşme, şiddet mağdurlarına yönelik çeşitli destek mekanizmaları sağlar. Şiddet mağdurlarına barınma, hukuki destek, psikolojik yardım gibi hizmetlerin sunulması gerekliliği vurgulanır. Kadınların şiddet mağduru olduktan sonra yalnızca yasal koruma değil, aynı zamanda iyileşme süreçleri için destek alabilecekleri mekanizmalar oluşturulmalıdır.

c. Şiddetle Mücadelede Proaktif Yaklaşım

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti önlemek için aktif bir yaklaşım benimsemektedir. Bu, sadece mağdurlara yardımcı olmakla sınırlı değildir; aynı zamanda şiddetin önceden engellenmesine yönelik adımlar atılmasını zorunlu kılar. Eğitim, farkındalık kampanyaları ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikalar, şiddetin önlenmesinde kritik öneme sahiptir.

d. Uluslararası İşbirliği ve Denetim

İstanbul Sözleşmesi, devletlerin birbirleriyle işbirliği yapmasını sağlar ve şiddetle mücadelede ortak bir küresel yaklaşım oluşturur. Sözleşmeye taraf ülkeler, belirli aralıklarla şiddetle mücadele konusundaki ilerlemelerini denetlemeli ve birbirlerine karşı sorumluluk taşımalıdır. Uluslararası denetim, ülkelerin sözleşmeye tam olarak uyum sağlamalarını temin eder.

4. Sonuç

İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddetle mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için büyük bir adım atılmasını sağlar. Kadınların şiddet mağduru olmadan önce, şiddeti önlemek için toplumsal bilinçlenme ve eğitim büyük bir rol oynamaktadır. Şiddet mağdurlarına destek verilmesi ve faillerin cezalandırılması, İstanbul Sözleşmesi’nin sağladığı en önemli avantajlardır.

Ancak, İstanbul Sözleşmesi'nin etkinliği, sadece uluslararası hukuki bir belge olmanın ötesinde, devletlerin iç hukuklarında bu yükümlülükleri ne kadar etkin şekilde yerine getirdiklerine ve toplumların kadına karşı şiddetle mücadeleye nasıl yaklaşacaklarına bağlıdır. Sözleşmeye taraf ülkeler, kadınların daha güvenli ve eşit bir toplumda yaşaması için kararlı adımlar atmalı ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kapsamlı politikalar geliştirmelidir.