Kant’ın Ahlak Felsefesi
Kant için ahlaki bir eylemin, kişinin salt eğilimi, hissi ya da bir çıkarı olması dolayısıyla değil de bir görev anlayışıyla ortaya konduğu apaçıktır. Bundan dolayı, örneğin ihtiyacı olanlara fazlasıyla merhamet hissettiğim için bir yardım kuruluşuna bağış yapmış olmam, Kant’a göre, zorunlu olarak ahlaki bir eylemde bulunduğum anlamına gelmez: Eğer eylemim, bir görev anlayışı yerine merhamet hissim üzerinden şekilleniyorsa, bu durumda o, ahlaki bir eylem değildir. Benzer şekilde, arkadaşlarım arasında saygınlığımın artacağım düşünerek bir yardım kuruluşuna bağışta bulunuyorsam, yine ahlaki bir eylemde bulunmuyorum, sadece sosyal statü kazanmak için uğraşıyorum demektir.
Dolayısıyla Kant için bir eylemin gerekçesi, eylemin kendisinden ve onun sonuçlarından çok daha fazla önemlidir. Ona göre birinin ahlaki bir eylemde bulunup bulunmadığını bilebilmek için, eylemi gerçekleştirenin niyetini bilmek gerekir. Bu durumda merhametli İnsanın yardıma muhtaç birine yardım edip etmediğini bilmek yeterli değildir. Bu merhamet sahibi insan, eylemini kendi çıkarı için yerine getiriyor olabilir ya da eylemi yerine getirmek uğruna çektiği zorlukların ardından bir mükafat bekliyor olabilir. Bunların haricinde o bunu vicdanının sızladığını hissettiği için de yapmış olabilir: Fakat bu da eylemin gerekçesinin bir görev anlayışından ziyade, hissi olduğu anlamına gelir.
Faydacılık
Ahlaka din dışı bir temel bulma girişimlerinden biri de David Hume (1711-1776) ve Jeremy Bentham (1748-1832) ikilisinden geldi. Faydacılık, zevk ve mutluluğun gerçek değer taşıyan tek şey olduğunu öne sürüyordu. Buna göre, bütün insan eylemlerinin amacı mutluğa ulaşmaktır. Bir şey mutluluğa hizmet ediyorsa iyi, acıya hizmet ediyorsa kötüdür. Yaptığımız her davranış dünyadaki mutluluk miktarını arttırmalı ve acı miktarını azaltmalıdır.
Kant Etiği
Kant karşı çıkmıştır. Kant’a göre, ahlâk için mutluluğu vurgulamak ahlakın doğasını anlamamak demekti. Onun bakışıyla, insandaki iyi ve kötü algısı insana duyulan saygı ile şekillenmeliydi. İnsanın özgür bir varlık olduğunun kavranması ve insana saygı duyulması çok önemliydi. Kant etiği sorunlara nasıl çözüm getiriyordu daha detaylı bakalım.
Kant Etiğinin Temelleri
Kant’ın ahlâk anlayışı var olan problemi çözerken yanlış çözümlemelerden de kaçmak üzerine kurulmuştur. Kant ahlâkı farklı bir yol ile temellendirme yoluna gitmiştir.
Kant’ın Faydacılık Eleştirisi
Kant’a göre faydacılık düşüncesiyle ilgili temel problem şudur: Biz eylemde bulunurken bunun sonucunu her zaman bilemeyiz. Yani, iyilik için yaptığımız bir eylem, kötü sonuç doğurduğunda bu bizi kötü yapmaz. Eylemleri sonuçlarına göre ahlâk açısından değerlendirmek bir hatadır. Örneğin, imajını geliştirip satışlarını arttırmak için 1 milyon lira fakirlere bağış yapan biri ile, aylık 1000 lira kazanan birinin gerçekten görev olarak görüp 200 lirasını bağışlayan birinin eylemlerini nasıl kıyaslayabiliriz? Faydacılığa göre ilki daha fazla mutluluğa katkı sağlamış olabilir. Ancak bu onun da ahlâklı olduğunu göstermez.