Kanun Yapım Süreci
Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar, bağlı, ilgili, ilişkili kurum ve kuruluşlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanacak olan kanun, yönetmelik ve kararnameler ile diğer düzenleyici işlemlerin taslak metinlerinin hazırlanması ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Taslaklar: Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde taslak hazırlamada uyulacak ilkeler hüküm altına alınmıştır. Buna göre taslaklar;
• Üst hukuk normlarına aykırı olamaz.
• Düzenleme amacına uygun olarak hazırlanır.
• Yargı kararları göz önünde bulundurularak hazırlanır.
• Hazırlanırken düzenlenen alanlara ilişkin mevzuatın tamamı gözden geçirildikten sonra, gerekirse mevcut hükümlerde değişiklik yapılır veya anılan hükümlerden ihtiyaç duyulanlar taslağa alınarak ihtiyaç görülmeyenler yürürlükten kaldırılır.
• Çerçeve taslaklarda, ilgili mevzuata işlenemeyecek ve onun dışında kalarak tek metin özelliğini bozacak hükümler bulunmamalıdır.
• Kapsam maddeleri, tereddüde yer vermeyecek açıklıkta düzenlenmelidir. Ancak taslağın kapsamı konusunda tereddüt yok ise kapsam hükmüne yer verilmez.
• Taslak madde metinleri kısa ve anlaşılır olarak düzenlenecektir. Ayraç içinde açıklayıcı hükümlere yer verilmez.
Taslaklarda taslak adının, maddelerin ve genel gerekçenin bulunması zorunludur Taslağın yürütme maddesinden sonra, varsa taslak eklerine yer verilecektir. Tebliğ ve genelge taslaklarının maddeler hâlinde yazılması ve genelge taslaklarında ad ve genel gerekçe bulunması zorunluluğu yoktur. Maddeler hâlinde yazılmayan taslaklarda, atıf yapılırken tereddüde mahal verilmemesi adına gerekli bölünmeler yapılmalıdır. Kanun taslaklarında birinci fıkrada belirtilenlere ek olarak madde gerekçeleri ve düzenleyici etki analizi bulunur.
Taslaklara ad konulmalı, koyu ve büyük harfle yazılmalı ve altı çizilmemelidir. Çerçeve taslaklarda mevzuatın adına taslağın da adında yer verilir. Eğer birden fazla kanun ve kararnamede değişiklik öngörülmekte ise “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” benzeri adlar yerine, yapılan değişikliklerin amacını niteleyecek bir ad kullanılmalıdır.
Taslak metninde yer alan bentler Türk alfabesindeki harfler kullanılarak sıralanır. Madde, ek madde ve geçici maddelere içeriğine uygun başlıklar konulur. Çerçeve maddelere başlık konulmaz. Madde hükmünün değişmesi durumunda, maddenin başlık ve içeriği arasındaki uyum bozuluyorsa, madde başlığı içeriğe uygun olarak değiştirilecektir.
Genel gerekçede ise taslağın hazırlanmasını gerektiren nedenler açıkça belirtilerek, maddenin düzenlenme sebepleri açıklanır. Madde gerekçeleri her madde için ayrı ayrı düzenlenir ve madde metninin tekrarı şeklinde hazırlanamaz. Ayrıca, kanun taslakları için hazırlanacak düzenleyici etki analizinin, yürürlüğe konulması hâlinde yıllık muhtemel toplam etkisi otuz milyon Türk Lirasının altında kalan kanun taslakları için kısmi düzenleyici etki analizi, yıllık muhtemel toplam etkisi otuz milyon Türk Lirasını aşan kanun taslakları için tam düzenleyici etki analizi şeklinde düzenlenmesi gerekir. Bu miktar, gerekli görülen hallerde Cumhurbaşkanı tarafından yeniden belirlenebilir.
Düzenleyici etki analizi; düzenlemenin hazırlanmasını gerekli kılan sebepleri, alternatif çözüm önerilerinin değerlendirilmesini, muhtemel fayda ve içeriğin analizini, bütçeye getirdiği ek mali külfeti, sosyal, ekonomik ve ticari hayata, çevreye ve ilgili kesimlere etkilerini, yıllık muhtemel toplam etkisini, kırtasiyeciliğin ve bürokratik formalitelerin azaltılmasına katkısını, izlenen danışma ve görüş alma süreçlerini içerir.
Daha önce değinildiği üzere Yönetmeliğin 23. maddesi, taslaklarda kullanılacak dili düzenlemektedir. Taslaklarda yaşayan bir Türkçe kullanılması ve Türkçe karşılığı bulunan yabancı kelimelere yer verilmemesi öngörülmektedir. Cumhurbaşkanı, taslaklarda şekil yönünden re’sen düzenleme yapabilir. Anayasaya, kanunlara ve diğer ilgili mevzuata aykırılığı tespit edilen veya bu Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmayan taslaklar, noksanlıkların giderilmesi veya uygunluğun sağlanması amacıyla yeniden değerlendirilmek üzere iade edilir.
Söz konusu Yönetmelik tüm kanun, yönetmelik, Cumhurbaşkanı kararnameleri, ek kararlar ve diğer düzenleyici işlemlerin taslak metinlerinin hazırlanmasında dikkate alınacaktır. Yönetmelik’te belirtilen hususlara riayet edilmesi, tüm mevzuatın şekli açıdan yeknesak olmasını sağlayacaktır.
Hukuk dilinin en temel kaynağını kanunlar oluşturmaktadır. Kanun dilinin oluşumunda, TBMM dışında, yazar ve teklif yetkisine milletvekilleri gibi sahip olan Cumhurbaşkanı da büyük ölçüde etkilidir. Bu etkinin daha iyi anlaşılabilmesi için kanun yapım sürecinin incelenmesi gerekmektedir.
• Kanun yapım süreci temel olarak şu aşamalardan oluşur:
• Kanun teklifinin TBMM Başkanlığına sunulması,
• Teklifin komisyonlara havalesi ve komisyonlarda görüşülmesi,
• Komisyon raporunun Genel Kurulda görüşülmesi,
• Kanunun Cumhurbaşkanınca yayımlanması ve yürürlüğe girmesi,
Kanunları çeşitli açılardan sınıflandırmak mümkündür. Kod veya çerçeve kanun, geçici veya sürekli kanun bu sınıflandırmalardandır. Kod kanunlar, belirli bir alanı yeni baştan bir kod kanun iken bu Kanun’un hükümlerinin bir ya da birkaçını değiştiren kanun çerçeve kanundur. Esas olan kanunların sürekliliği, dolayısıyla sürekli kanun olmakla birlikte, yeni durum ile eski durumun uyumunu sağlamak veya af çıkarmak (örneğin öğrenci affı) gibi sebeplerle geçici kanun çıkarılabilir. Belirli süreler geçtikten ya da bazı işler yapıldıktan sonra madde uygulaması sona eriyor ve sürekli kanunun maddeleri yürürlüğe girebiliyorsa geçici kanun söz konusudur. Geçici maddeler genellikle “bu kanunun yayımı tarihine kadar” veya “…tarihine kadar” gibi o düzenlemenin geçici olduğunu ifade eden ibareler içerir. Ayrıca, kod kanunlarda değişiklik yapılmak istendiğinde bu değişikliğin mevcut maddelerden birinde yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda “ek madde” uygulaması tercih edilir.