Kültürel Farklılıklar
Kültür kavramını tek bir kavramla bağdaştırmak doğru olmaz. Öyle ki kültür sanat, dil, din, edebiyat, yaşam tarzı, gelenek ve görenek olarak adlandırılabilir. Bu kavramlarda kültür izlerine rastlanılır. Toplumlarda var olan kültür gelecek nesillere de aktarılır. Dolayısıyla kültür devamlılığı söz konusudur.
Tarihte süre gelen pek çok kültür izlerine rastlanmıştır. Anadolu'da tarihte pek çok uygarlık ve kavimler yaşamıştır. Dolayısıyla Anadolu'da dünyanın en zengin kültür izlerine rastlanabilir. Kültür bir toplumu oluşturan temel etmenlerin başında yer almaktadır. Dolayısıyla kültür farklılıkları da vardır. Kültür farklılıkları kültür zenginliği anlamına gelmektedir.Kültürel farklar; milliyet, etnik köken, cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler, cinsel yönelim, ekonomik durum, eğitim, meslek, din ve benzeri açıdan, benzer olmayan fakat etkileşimde bulunan gruplar tarafından öğrenilen ve paylaşılan değerler, inançlar ve davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Kültürel benzerlikler, tüm toplumlar için küresel olarak ortak olan evrensel kalıplar veya özelliklerdir.
Kültürler arasındaki farklılıklar ve benzerlikler ve kültürlerin zamanla geçirdiği değişim kültürel antropolojinin temel araştırma alanlarındandır. Antropologlar kendi kültürleri üzerinde ya da farklı kültürlerde araştırma yapabilirler. Kültürel antropolog, bir insanı ve o insanın kültürel değerlerini, dünyayı kavrayışını anlamak için kendi dünyası ya da ele alacağı diğer kültür ile karşılaştırma yapma ihtiyacı duyar. Fakat antropologdan beklenen, bu farklılıkları karşılaştırırken bunu doğrudan kendi formasyonuna dayalı analitik kategorilerle (kültürel benmerkezcilik) değil, kendi kültürünün analitik kategorilerine eleştirel bakabilecek şekilde yapmasıdır. Aksi halde bu kültürel farklar bir kültür hiyerarşisi yaratarak bazı kültürleri ikincil konuma getirecektir. Bu yaklaşım tarzını ilk dönem evrimci antropologlarda görmek mümkündür. Gerçekte kültürel farklılıklar, kültürlerin birbirinden daha az/daha çok ileride ya da geride olduğunu ifade etmez.
Kültürel benzerliğin örneği aile birimidir. Her insan toplumu cinsel üremeyi ve çocukların bakımını düzenleyen bir aile yapısını tanır. Yine de, bu aile biriminin nasıl tanımlandığı ve nasıl işlediği kültürden kültüre değişir. Birçok Asya kültüründe örneğin tüm nesillerden aile üyeleri genellikle bir evde birlikte yaşarlar. Bu kültürlerde, genç yetişkinler evlenip eşlerinin evine katılana kadar geniş aile içi yapıda yaşamaya devam ederler ya da geniş ailesinin evinde kendi çekirdek ailelerini kurabilirler. Kanada'da ise gençlerden, kendi aile birliklerini oluşturmadan önce, ebeveynlerinin evinden ayrılarak bir süre bağımsız olarak yaşamaları beklenir. Kültürler arasında benzer kalıplara diğer bir örnekte ritüellerdir; hemen her kültürde doğum, evlenme, cenaze gibi tören ve kutlamalar vardır. Bununla birlikte, her kültür bu ritüelleri ve törenleri farklı şekilde görebilir ve yürürlüğe koyabilir.
Aynı şekilde tüm kültürlerin dili olmasına rağmen, belirli dil yapılarının ve konuşma görgü kurallarının analizi büyük farklılıklar ortaya çıkarmaktadır. İnsanların iletişim kurmak için sadece konuşulan kelimelere değil, jestler ve yüz ifadeleri gibi ince ipuçlarına da bağlı oldukları bilinmektedir. En küçük sözsüz sinyallere bile kültürel normlar eşlik etmektedir. Bu jest ve mimikler; insanların ne zaman el sıkışacaklarını, nerede oturacaklarını, nasıl sohbet edeceklerini ve hatta ne zaman güleceklerini bilmelerine yardımcı olurlar. Dolayısıyla; başkaları ile ortak kültürel normlar aracılığıyla ilişki kurar ve onları normal kabul ederiz.
Cinsellik konusunda kültürler arası incelemeler yürüten Gregor, toplumsal cinsiyet ideallerinin kültürden kültüre farklılık gösterdiğini tespit etmekle birlikte, bu çeşitliliğin altında şaşırtıcı cinsel basmakalıplaştırma (stereotip) benzerlikleri bulunduğunu tespit etmiştir. Başka bir deyişle, toplumsal cinsiyet stereotipleri konusunda, kültürler arasında farklılıktan çok benzerlik bulunmaktadır.
Topluluklar birbirleri ile etkileşimde oldukça kültürler arasındaki ortak özellikler ve benzeşmeler artar. Coğrafya, özellikle teknolojinin daha kısıtlı imkanlar sunduğu dönemlerde, insanların hayatlarını yöneten önemli bir unsurdur. Aynı coğrafi bölgelerde yaşayan insanların mutfağı, barınma biçimleri, hatta dilleri bile benzerdir. Akdeniz ülkelerinde zeytin ve zeytinyağının yoğun kullanımı, yoğun kar yağışı alan Avrupa ülkelerindeki dik çatılı mimari, ya da Slav kökenli ülkelerin dillerinin birbirine benzemesi gibi örnekler verilebilir. Yayılmacılar farklı bölgelerdeki benzerlikleri, kültürel yayılmaya bağlamaktadır. Günümüzde toplumlararası iletişimin artması ile kültürler arası farklar ve benzerlikler de değişim gösterebilmektedir. Ticaret, seyahat gibi farklı kültürler arası iletişimin yoğunlaşması kültürel farklılıklara olan tepkileri etkileyebilmektedir. Bütün ülkelerin halkları küresel olarak biçimlenen medya kültürüne katılmaktadır. Bunun olumlu yanları olduğu tartışma götürmez fakat dünya maddi kültürü benzer hale geldikçe, ifadeye dayalı kültürde (sanat, giyim kuşam ve hatta toplumsal kurallar) aynı yönde bir etki görülmemektedir.
Ne giydiğiniz ve nasıl giydiğiniz kültürün evrensel işaretleridir. Tişörtler ve kot pantolonlar gibi bazı giysiler belirli kültürlerin işaretleri olabilir ya da kültürel açıdan hiçbir önem taşımayabilir. Diğer giysiler son derece spesifiktir: dini sembollü bir takı takıyorsanız, bu din her neyse ona mensup olduğunuzu gösterirsiniz.
Nasıl Bir kıyafet giymeniz de önemli olabilir. Şapka takıyor musunuz? Takıyorsanız, siperliği ne tarafa bakıyor? Pantolonunuzu belinizin ne kadar üstünde veya altında giyiyorsunuz? Bunlar, bir kültürü veya alt kültürü diğerinden ayırt edebilecek kültürel ipucu türleridir.
Dövme, yara izi bırakma (skarifikasyon) ve diğer modifikasyonlar binlerce yıldır insan kültüründe var olmuştur. Bazı geleneksel kültürlerde hala yaygın olmalarının yanı sıra, modern toplumlarda, özellikle de Batı'da çok sayıda alt kültürün işaretleri olarak benimsenmişlerdir.
Hepsi olmasa da birçok kültür coğrafi olarak farklıdır. Bununla, bazı yerlerde bulunup diğerlerinde bulunmadıklarını kastediyoruz.
Bunun istisnası, büyük ölçüde, internet kültürlerinin ve alt kültürlerinin gelişen dünyasıdır. Bunların bazıları gerçek dünyadaki fiziksel kültürlerle bağlantılı iken, diğerleri tamamen çevrimiçi veya "sanal "dır.