MESLEK TERCİHİNİN ÖNEMİ
Doğduğumuz andan itibaren her bireyin aşağı yukarı neler yapması gerektiği bellidir. İlk başlarda konuşmayı öğrenmek, yürümek, belirli görev ve sorumlulukları yerine getirmesi gibi şeyler doğduğumuz andan sonra istesekte istemesekte yaptığımız eylemlerdir. Fakat bu eylemleri yaparken herkes için aynı gözükse de her birey için farklı ve kişisel ayrıntıları vardır.
Örnek verelim mesela herkes aynı kelime dağarcığına sahip değil veya cümleleri kurma süsleyerek konuşma veya kendini ifade etme biçimi farklıdır. Bunlar da insanların gelecekteki hayat yaşayışı, mesleği, sosyal hayatı gibi konuların tam olarak en büyük etkeni konuşmadır.
Konuşa bilmek ve anlayıp algılayabilmektir. Bazen çevrenizde denk gelmişsinizdir sadece konuşurlar ama anlayamazlar veya anlarlar ama konuşamazlar o yüzden konuşmak ve anlamak en önemli etkendir hayatımız boyunca.
Okul hayatımızda da bu tarz özelliklerimizi de ön planda tutarak zaten bir mesleğe yöneliriz.
Her zaman konuşmak sözlü ifade olmaya bilir anlayabilen ama kendini daha çok kağıtlara dökerek anlatmayı seven arkadaşlarımız yazar, kendini matematiksel şekilde ifade etmeyi sevenler doktor ve mühendislik gibi bölümlere yönelirler. Peki ya algılama yeteneği güçlü, kendini ve bir başkasını ifade edebilecek kadar konuşma yeteneği kuvvetli, problem kurma çözme açısından pratik zekalı olan arkadaşlarımız da hukuk dalına yönelirler genelde.
Ama tabi ki meslek tercihi yaparken sadece bu yönlerimize bakmıyoruz bir yandan da o mesleği kaldırabilir miyim diye kendimizi çek etmemiz gerekir. Yazar olmam için hayal dünyam geniş mi, insanlara hitap edebilir miyim, üretkenliğim anlık mı yoksa kalıcı mı. Doktor olacaksanız din, dil, ırk ayrımı yapmadan duygularınızı kenara koyup öncelikli hastaya bakabilmeyi, ameliyatlarda stres yönetimi yapabilir miyim. Avukatlıkta suçlu suçsuz fark etmeksizin kanıtlanana kadar herkes masumdur (Anayasa'nın 38/4. maddesi “ Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” )ve her insanın savunulma hakkı vardır diyerek, içinizde adalet eşitlik kavramları bulunduruyor musunuz diye bakmanız da gerekiyor çünkü kendimize edindiğimiz mesleği taşıyabilmek ve hakkını vermek gerekir. Bir doktor nasıl hayat kurtarıyorsa avukatlıkta aslında öyledir;
Bir insan suçsuz ve suçlu konumunda kalmışsa eğer işte burada müvekkilin yaşamasının veya dört duvar arasında fizikken hayatta ama ruhen ölümünün kurtarıcısı da işte burada avukattır. Doktorlar bedeni avukatlar ise tutsak kalan ruhları hayata döndürür.İnsanların hayatlarının gidişatını bu noktada avukatlar belirliyor.
Bu nedenle mesleğinizi seçerken ben gerçekten buna uygun muyum diyerek hareket etmeliyiz yaptığımız yanlış seçimler sadece bizi değil bize güvenen insanların hayatını, hayallerini en kötüsü de ruhlarını öldürmüş oluruz.