Modern Sanat
Modern sanat, genellikle 1880'lerin izlenimcilerinden (empresyonistler) 1960-70'lere kadar devam ettiği kabul edilen sanat dönemidir. Sanatta modernizmin temelleri, ressamların natüralizm den uzak bir anlayış ile yaklaşması ile başlamıştır.
Modernizmle gelen yabancılaşmaya karşı sanatçıların tek sığınak alanı sanat olmuş, “sanat için sanat” mottosuyla işlevsellik önemsenmiş ve her türlü süs olgusu bertaraf edilmiştir. Hep yeniye ulaşma arzusuyla resimde yüzey, biçim ve renk önemsenmiş ve öze varma isteği içinde temel formlar değer kazanmıştır. Modern sanatta tuval yüzeyi ve boya, geleneksel sanatın tersine bir anlayışla sahiplenilen ve hatta öne çıkarılan unsurlar olmuştur. Tabi kide o zamanda modern sanat hakkında bir sürü görüşler ortaya atılmıştır bunlar; Temsil, temel sorun haline gelmiş; sanat kendi kendisini konu haline getirmeye başlamıştır. Sanat eleştirmeni Clement Greenberg de 1960'ta yazdığı "Modernist resim" adlı makalesinde modernizmin özünün, disiplinlerin kendilerine has yöntemlerini, disiplinin kendisini eleştirmek için kullanmak olduğunu; bundaki amacın da o disiplini geliştirmek ve önemini artırmak olduğunu söyler. Sanatçı resim yüzeyini izleyiciye göstermekten çekinmemiş ve onun önderliğinde ilerleyen Empresyonistler açık havada ışığın peşine düşerek artık hazır, tüpe girmiş boyayı, olduğu gibi ham haliyle kullanmışlardır Örneğin, ilk modernist filozof olarak kabul edilen Immanuel Kant, felsefeyi daha fazla bilgi edinmek için değil, bilginin nasıl mümkün olduğunu sorgulamak için kullanmıştır.
Greenberg'e göre, Kant'ın sanattaki karşılığı, ilk modernist ressam, Manet'dir. Manet ve empresyonistler, üzerine resim yaptıkları yüzeyde boya, tuval vb. malzemelerin özelliklerini ve geçtikleri süreçleri saklamamış, aksine öne çıkarmışlar; sonrasında Cezanne eserlerini tuvalin dikdörtgen şeklini göz önüne alarak tasarlamıştır. Üretimin ve yaşantının, Fordist üretim anlayışıyla parçalara bölündüğü bir süreçte fragman estetiğinin modern sanatın dili olması da bir tesadüf değildir. Yine modern sanat içinde görülen gerçeklikten tamamen koparak ruhsal deneyimlerin, saf duygu yoğunluklarının aktarımına giden sanatçılar, doğadan tamamen koparak metafizik bir evrene, soyut sanata varmışlardır. Böylece doğadaki görüntülerin taklidi yavaş yavaş bırakılmış, temsil ikinci plana atılmıştır. Modern resimde bu şekilde gelinen en son nokta, bir heykel akımı olarak başlayan Minimalizmin etkisiyle yapılan, insan elinin izlerini tümden kaldırarak dümdüz tek renge boyanan, böylelikle içerikten arındırılmaları amaçlanan tuvallerdir. Modern sanatının ortaya çıkması ile yeni akımlar ortaya çıkmıştır bunlar; Empresyonizm, ekspresyonizm (Dışavurumculuk), Fovizm (Yırtıcılık), Kübizm, Fütürizm (Gelecekçilik), Dadaizm, Sürrealizm (Gerçeküstücülük), Soyut Resimdir.