ÖRF VE ADET HUKUKU
Örf ve Adet Hukukunun Özellikleri
- Yazılı Olmayan Hukuk Kuralları: Örf ve adet hukukunun en temel özelliği, yazılı olmamalarıdır. Bu hukuk kuralları, toplumsal yaşamda kabul edilen davranış biçimlerine dayalıdır
- Toplumun Ortak Değerlerine Dayanır: Örf ve adetler, bir toplumun kültürel değerlerine, inanç sistemlerine ve toplumsal yaşam biçimlerine dayanır. Bu normlar, belirli bir toplumda hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve geleneksel değerler gibi olguları pekiştiren kurallardır.
- Değişkenlik Gösterir: Her toplumun örf ve adetleri, zamanla değişebilir ve gelişebilir. Toplumlar değiştikçe, örf ve adetlerin de evrim geçirmesi mümkündür.
- Genellikle Ahlaki Yükümlülükler Taşır: Örf ve adet hukukunun normları genellikle bir ahlaki yükümlülük taşır. Bu kurallar yazılı olmasa da toplum tarafından kabul edilen ve hoş görülmeyen davranışların ne olduğuna dair yönlendirici işlev görür.
- İhtiyari Olabilir: Örf ve adet kuralları, her zaman zorlayıcı değildir. Toplumların bireyleri, çoğu zaman kişisel tercih ve inançlarına dayanarak bu kurallara uyup uymama konusunda serbesttir.
Modern Hukuk Sistemi ve Örf ve Adet Hukuku İlişkisi
1.Türk Hukuku’nda Örf ve Adet Hukuku: Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu gibi başlıca kanunlar, yazılı hukuk kurallarına dayanırken, aynı zamanda örf ve adetlerin de hukuk düzeni içinde yer aldığı bazı hükümler bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesinde, kanunların sadece yazılı hukuka dayalı olmayabileceği, toplumsal geleneklerin ve örflerin de hukuk düzeni içinde yer bulabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda, özellikle kırsal kesimde yerleşik olan yerel örf ve adetler, hukuk düzeninde bazen geçerli normlar olarak kabul edilebilir.
2. Örf ve Adetlerin Hukuki Sınırlamaları: Modern hukuk, örf ve adetlerin geçerliliğini sınırlayabilir. Eğer bir örf ve adet, kanunlarla çelişiyorsa, insan hakları ile uyumsuzsa ya da adil olmayan bir sonuç doğuruyorsa, bu örf ve adetlerin hukuki bağlayıcılığı yoktur.