Emlak Yöneticim

Şeriat Kavramı

Şeriat Kavramı

GİRİŞ

Şeriat, İslam dininin temel kaynaklarından biri olan Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in (S.A.V) hadislerinden türetilen dini ve hukukî bir sistemdir. Bu kavram, sadece bir hukuk düzeni değil, aynı zamanda bir yaşam tarzını, toplumsal normları ve bireysel sorumlulukları kapsayan geniş bir çerçeveye sahiptir. Şeriat, Müslümanlar için Allah’ın buyruklarını yaşama biçimi olarak kabul edilir ve bireylerin, toplumların, devletlerin ve tüm insanlık için doğruyu ve yanlışı belirleyen bir ölçüt oluşturur.

1. Şeriat Nedir?

Şeriat, Arapça kökenli bir kelime olup "su yolunu" veya "doğru yolu" ifade eder. İslam'da, şeriat, Allah’ın insanlara göndermiş olduğu, onları doğru yolda yönlendiren ilahi yasalar ve kurallar bütünüdür. Şeriat, dini vecibelerden ahlaki sorumluluklara, sosyal adaletten bireysel hak ve özgürlüklere kadar geniş bir alanı kapsar.

Şeriat, İslam toplumlarının hukuk düzenini sadece belirlemekle kalmaz, aynı zamanda bireylerin sosyal ve kişisel yaşamlarında da rehberlik eder. Bu nedenle, şeriat sadece bir hukuk sistemi değil, bir yaşam biçimi ve ahlaki düzen olarak kabul edilir.

2. Şeriatın Kaynakları

Şeriatın kaynakları, İslam'ın temel metinlerinden türetilir. Bunlar dört ana kaynaktan oluşur:

a) Kur'an-ı Kerim

Kur'an, İslam'ın kutsal kitabı olup, şeriatın temel kaynağıdır. Allah’ın kelamı olarak kabul edilen Kur'an, tüm hayatın yönlendirilmesinde başvurulacak ana referans metnidir. İslam toplumu için hem dini hem de hukuki normlar bu metinle belirlenmiştir.

b) Hadisler

Hadisler, Hz. Muhammed'in (S.A.V) sözleri, davranışları ve onayladığı fiilleridir. Kur'an’la birlikte, Müslümanların dini ve hukuki yaşamlarını düzenleyen ikinci önemli kaynaktır. Hadisler, şeriatın uygulanmasında önemli bir rehber işlevi görür.

c) İcmâ (Toplumsal Mutabakat)

İcmâ, İslam alimlerinin bir konuda birleşmiş olan görüşüdür. Bir meseleye dair alimlerin bir araya gelip ortak bir görüş belirlemeleri, şeriatın bir parçası olarak kabul edilir.

d) Kıyas (Benzer Durumlarla Karar Alma)

Kıyas, mevcut bir durumla benzer bir olayın geçmişteki çözümünü inceleyerek yeni bir durum hakkında karar almaktır. Kıyas, İslam hukukunun zaman içinde gelişmesini ve farklı koşullara uyarlanmasını sağlar.

3. Şeriatın Temel İlkeleri

Şeriat, İslam dininin öğretilerine dayalı olarak birçok temel ilkeye sahiptir. Bu ilkeler, bireysel ve toplumsal yaşamı düzenleyen kuralları oluşturur:

a) İbadet ve Takva

Şeriatın ilk hedefi, insanları Allah’a ibadet etmeye yönlendirmektir. İslam’ın beş şartı (Kelime-i Şehadet, Namaz, Oruç, Zekat ve Hac) şeriatın dini yükümlülüklerini oluşturur. İbadetlerin yanı sıra, bireylerin takva sahibi olmaları, yani Allah’a olan derin saygı ve korku ile yaşamaları beklenir.

b) Adalet

Şeriatın temel ilkelerinden biri adaletin sağlanmasıdır. Şeriat, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanması için de kurallar koyar. Adaletin, hem insanlar arasında hem de toplumla olan ilişkilerde dengeli ve hakkaniyetli bir şekilde işlemesi beklenir.

c) İnsanın Onuru ve Hakları

Şeriat, insan onurunu ve haklarını korumaya büyük önem verir. İslam hukukunda, insanlar eşit haklara sahiptir ve herhangi bir insanın haksız yere ezilmesi, hakları çiğnenmesi yasaktır. Bu, özellikle kadınların, çocukların, yetimlerin ve zayıf olanların korunması gerektiğini vurgular.

d) Bireysel Sorumluluk ve Özgürlük

Şeriat, bireylerin Allah’a karşı sorumluluklarını ve özgürlüklerini tanır. Bireyler, kendi inançlarına ve değerlerine göre yaşamda seçim yapma özgürlüğüne sahiptir, ancak bu özgürlük, başkalarının haklarına zarar vermemelidir.

e) Toplumsal Sorumluluk ve İslam’ın Ekonomik Sistemi

Şeriat, toplumun tüm üyelerinin, yoksullara yardım etmek ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlü olduğunu belirtir. Zekat ve sadaka gibi uygulamalar, toplumda refahın dağıtılmasını ve gelir eşitsizliğinin önlenmesini amaçlar.

4. Şeriatın Yanlış Anlaşılmaları ve Stereotipler

Şeriat, özellikle Batı dünyasında genellikle yanlış anlaşılmakta ve çeşitli önyargılarla ilişkilendirilmektedir. Bu yanlış anlamalar, şeriatın, sadece cezalandırmaya dayalı sert bir hukuk sistemi olduğu düşüncesiyle ilgilidir. Ancak şeriat, İslam’da, insanları doğru yola yönlendiren bir rehberdir.

Şeriatın bazı sert cezaları, özellikle suçların cezalandırılmasıyla ilgili olanlar, genellikle çarpıtılmakta ve bir kısmı bağlamından çıkarılmaktadır. Örneğin, zina ve hırsızlık gibi suçlar için uygulanan cezalar, İslam toplumlarında yalnızca son derece ağır koşullar altında ve çok belirli bir yargılama süreci sonrasında uygulanabilir. Ayrıca, şeriatın ahlaki ve toplumsal denetim mekanizmaları, genellikle hoşgörü ve insan haklarına saygıyı savunur.

5. Şeriatın Modern Dünyadaki Yeri

Modern dünyada, şeriat uygulamaları genellikle birçok Müslüman ülkenin hukuk sistemlerinde, Batı tarzı hukukla paralel bir biçimde yer alır. Bazı ülkeler, şeriat kurallarını devletin hukuki sisteminin bir parçası olarak kabul ederken, diğerleri şeriatın sadece bireysel yaşamda bir rehber olarak kabul edilmesine odaklanmaktadır.

Özellikle, şeriatın sosyal hayata olan etkisi, kadın hakları, toplumsal adalet, ekonomi ve insan hakları gibi konularda tartışmalara yol açmaktadır. Modern hukuk sistemlerinin şeriatla entegrasyonu, ülkelerin kültürel ve dini geçmişlerine, ayrıca sosyal ve politik yapılarının özelliklerine göre farklılık göstermektedir.

Sonuç

Şeriat, İslam’ın temel bir öğesi olarak, bireylerin ve toplumların hayatını düzenleyen kapsamlı bir sistemdir. Hem dini hem de hukuki yönleriyle şeriat, İslam toplumlarının yaşamını biçimlendiren bir rehber işlevi görür. Şeriatın, yalnızca cezai uygulamalarla değil, aynı zamanda bireylerin ahlaki sorumlulukları, toplumsal ilişkiler ve adalet ilkeleriyle de bağlantılı olduğu unutulmamalıdır. Bununla birlikte, şeriatın modern dünyada nasıl uygulanması gerektiği ve hangi bağlamlarda geçerli olduğu, hala farklı görüşlere ve tartışmalara yol açmaktadır.