TACİRİN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
1-Gerçek Kişilerde “Bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye” tacir denilmektedir. Bu madde doğrultusunda tacir sıfatına sahip olunabilmesi için öncelikli bir ticari işletme bulunmalı, sonrasında bu işletme kısmen de olsa belli bir kişi adına işletilmelidir.
Bir işletmenin Ticari İşletme sayılması için bulunması gerekli özellikler bu yazıda ele alınmayacak olup bu hususa ilişkin açıklamalar dışlanarak yukarıda sayılan iki koşulun bulunması tacir sıfatının kazanılması bakımından yeterlidir.
2-Tüzel Kişilerde hükmünde, ticaret şirketleri, amacı uğrunda ticari işletme işleten vakıflar ve dernekler ile kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine tabi olan veya ticari biçimde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların tacir sayılacağı hükme bağlanmıştır. Kanun koyucu tarafından tacirlerin ticari hayattaki konumu ve dolayısı ile ülke ekonomisi üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak, tacirler için bazı haklar, külfetler ve yükümlülükler öngörülmüştür.
1.İflasa Tabi Olma TTK m.18/1’de tacirlerin her türlü borçlarından dolayı iflasa tabi oldukları düzenlenmiştir. Bu hükümden yola çıkılarak bir tacirin yalnızca ticari işletmesiyle ilgili borçlarından değil, bütün borçlarından dolayı iflasa tabi olduğunu söylemek mümkün olacaktır. Hukukumuzda tacirler dışında, TTK gereğince tacir sayılanlar, tacirler hakkındaki hükümlere tabi tutulanlar ve özel hükümler gereği tacir olmadıkları halde iflasa tabi tutulanlar da iflas hükümleri kapsamındadır.
2. Ticaret Siciline Kaydolma TTK m.40/1 hükmüne göre tacirler, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün içinde ticari işletmesini işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret sicil müdürlüğüne tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdür.
3. Odalara Kaydolmalı Kanun gereğince ticaret siciline kayıtlı gerçek ve tüzel kişi tacirler ve bunların şube ve işletmeleri bulundukları yerdeki odaya kaydolmak zorundadır.
4.Ticaret Unvanı Seçme ve Kullanma TTK m.18/1 uyarınca her tacirin kanun hükümlerine uygun olmak şartıyla bir ticaret unvanı seçmesi ve bunu kullanması zorunludur. Ticaret unvanı, tacirin işletmesiyle ilgili işlemlerinde kullanılmakla zorunludur ve tacir işletmesiyle ilgili senet ve diğer evrakı ticaret unvanı altında imza etmelidir. Ayrıca, ticaret unvanının da ticaret siciline tescil ve ilanı gerekmektedir.
5. Ticari İş Karinesine Tabi Olma TTK M.19/1 hükmüne göre tacirlerin borçlarının ticari olması esastır. Bu doğrultuda tüzel kişi tacirler için bu hüküm mutlak iken, gerçek kişi tacirleri için birtakım istisnalar söz konusudur.
6.Ticari Örf ve Adete Tabi Olma TTK m.2/3 hükmünün yorumundan yola çıkılarak ticari örf ve adetin tacirler tarafından mutlaka bilinmesi ve uygulanması esastır.
7.Ticari Defter Tutma TTK m.18/1’e göre tacirler ticari defter tutmak zorundadır. Ticari defter tutmaya ilişkin ayrıntılı hükümler TTK m.64 ve devamında düzenlenmektedir. Ticari defterler Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca sahipleri aleyhine delil teşkil edebileceği gibi sahiplerine lehine de delil teşkil edebilir.
8. Basiretli Bir İş İnsanı Gibi Davranma bu yükümlülük TTK m.18/2’de düzenlenmekle birlikte her tacirin ticaret alanındaki faaliyetlerinde basiretli bir iş insanı gibi hareket etmesi gerektiğini öngörmektedir. Bu yükümlülük bir objektif özen yükümlülüğü olup her tacir bazında değil, belirli bir tacirin aynı ticaret alanında faaliyet gösteren tedbirli bir tacirden beklenen özenin gösterilmesi yükümlülüğünü yüklemektedir.
9.Ücret ve Faiz İsteme TTK m.20’de ticari işletmesiyle ilgili bir iş görmüş olan tacirin, işini gördüğü kimsenin tacir sıfatına sahip olup olmamasına bakılmaksızın uygun bir ücret isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda tacirin verdiği avanslar ve yaptığı masraflar karşılığında da ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanacağı öngörülmüştür.
10.Ücret ve Cezanın İndirilmesini İstememe Basiretli bir iş insanı gibi davranma yükümlülüğü ile bağlantılı olarak tacir sıfatına sahip borçlunun ücretin veya cezai şartın aşırı olduğu iddiası ile bunların indirilmesini mahkemeden talep etme hakkı bulunmamaktadır.
11.Fatura Verme TTK m.21/1 hükmüne göre, ticari işletmesi ile ilgili bir mal veya hizmet satan tacirin talep üzerine fatura düzenlemesi gerektiği düzenlenmiştir. Fatura Vergi Usul Kanunu’nda ayrıca düzenlenmekle birlikte, bu kanunda yer alan hükümlerin ayrıca ele alınması gerekmektedir.
12.Fatura ve Teyit Mektubuna Sekiz Gün İçinde İtiraz Etme TTK m.21/2’ye göre gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmediği takdirde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Ancak, bu hükmün uygulanabilmesi için, gönderilen belgenin fatura sayılması ve bunu gönderen ve alan kişilerin ikisinin de tacir olması gerekmektedir.
13.İhbar ve İhtarları Belli Şekilde Yapma TTK m.18/3 hükmüne göre tacirler arasında sözleşmeyi fesih ya da sözleşmeden dönmeye veya diğer tarafı temerrüde düşürmeye ilişkin ihbar ve ihtarlar noter aracılığı ile, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılmak kaydı ile elektronik postayla yapılmak zorundadır.
14.Hapis Hakkının Kullanılmasında Kolaylık Türk Medeni Kanunu’nun m.950/1 ve 953 hükümleri uyarınca hapis hakkı kanunda yer alan koşulların bulunması halinde alacaklıya kendi zilyetliği altında bulunan borçluya ait taşınırlar ile kıymetli evrakı iade etmeyerek, alacağının teminatı olarak tutma ve gerekirse paraya çevirme hakkı veren bir ayni haktır.
Hapis Hakkının kullanılabilmesi için:
1) Alacaklı, borçluya ait taşınıra veya kıymetli evraka onun rızası ile zilyet olmalıdır,
2) Alacak muaccel olmalıdır,
3) Alacaklının zilyetliğinde bulunan taşınır veya kıymetli evrak ile muaccel alacak arasında bir bağlantı bulunmalıdır. TTK tarafından sağlanan kolaylık, tacirler arasındaki ilişkide, alacaklının zilyetliğinde bulunan taşınır veya kıymetli evrak ile muaccel alacak arasında bağlantı bulunduğu varsayılmaktadır. Bu husus da hapis hakkının kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.