Tebessüm Et
Tebessüm etmeye devam et, tebessüm güzeldir. Her şeye ve herkese rağmen… Çünkü yaşamak, yaşamın beraberinde getirdiği inişler ve çıkışlar hayatı öğretir, tecrübeyi çoğaltır.
Tebessüm sadakadır demiş nebi (a.s). Yani insanlığın ve insaniyetin farkına varmaktır. Görmek ve duymaktır karanlığın bağrında saklı duran incileri, sesleri. Nitekim güneş doğunca bütün nefretleri, bütün kinleri, bütün negatif hasletleri aciz bırakır. Aynı zamanda engin ışığı ve ısısıyla evreni sarmalayıp, huzur ve esenlik ikram eder. Hiç kimseye ayrıcalık tanımaz, renk ve şekil üstünlüğü de gütmez.
Tebessüm aşkın marifetli dilidir. Bütün kapıları açar, bütün barikatları ortadan kaldırır, bütün yıldızların göz kırpmasına konukluk eder. Sanki fırından yeni çıkmış sıcacık köy ekmeği… Belki de fakirlerin, gariplerin yarınsız ümidi… Bu sevda ile Ferhat gibi dağları kazmak, Mecnun gibi çölleri aşmak mümkündür. Öyleyse ey tebessüm, seni merhamet bulutlarına yazdırıp, şefkat yıldızlarına çizdiriyorum.
Tebessümün girdiği kalp ölür mü hiç? Işık huzmeleriyle göklere uzanan bakışların körelmesi mümkün müdür? Şimdi sen ey mütebessim nefer, mavilikleri göğsüne doğru çekerek ışığı, duayı, sevgiyi çoğalt. Bütün gönülleri aminleyerek zamanın ruhuna muştunu, çağrını, nebevi ikramını hediye et.
Tebessüm, selamdır. İnsanlardan insanlara, insanlardan bütün varlıklara… Dili başka, rengi başka, fikri başka olsa da; ufku açık, gönlü açık… Gül bahçelerini dolaşan, muhabbet masallarını okuyan, yaraları saran, umut yumağı elçiler…