VİTRUVİUS ADAMI (ALTIN ORAN)
1492 yılında yapıldığı düşünülen eskiz, Da Vinci’nin günlüklerinin birindeki notların arasında bulunmuştur. Notların yanında sıklıkla “Oranların Kanunu” ve “İnsanın oranları” yazmaktadır. Dahi bir mimar ve yazar olan Vitruvius Pollio’nun “De Architectura” adlı eserinde tasvir ettiği oranlardan esinlenerek resmedildiğinden “Vitruvius Adamı” ya da “Altın Oran” olarak bilinmektedir. Günümüzde Venedik’te Gallerie dell’Accademia’da sergilenmektedir.
Vitruvio Pollione’nin incelemesinde insan vücudunun orantısı ile ilgili çok ilginç gözlemler yer almaktadır. Bunlardan biri göbek deliğinin merkez alınması ile çizilecek bir daire ile ilgili olandır. Eğer pergelin sivri tarafı, insan eskizindeki göbek deliğine, pergelin diğer ucu da ayak ucuna yerleştirilerek bir daire çizilirse ortaya çıkan daire, insan eskizinin etrafını mükemmel bir orantı ile çevreler. Bir diğer ilginç saptama ise insanın iki kolunu yanlara doğru açtığı pozisyonda iki el arasındaki uzunluğun, insanın boyuna eşit olmasıdır. Leonardo da Vinci bilhassa bu iki fikirden etkilenmiştir. Bir dairenin veya karenin alanı kolaylıkla hesaplanabilir. Ancak zor olan bir cetvel ve pergel kullanarak bir daireye eşdeğer alana sahip bir kare tasarlamaktır. Çemberi karelemek kavramının doğmasına neden olan da işte bu ilginç ve benzersiz keşif olmuştur.
Vitruvius olarak tanınan mimar Vitruvio Pollione (MÖ.80-15), mimarlık konusunda “DeArchitectura” adlı bir bilimsel inceleme kaleme almış, mimarlıkta simetrinin ve oranın önemini vurgulamıştır. Vitruvius Adam fikrinin doğmasına, Vitruvius’un insan formunun oluşturan yasaları, tapınak mimarisine uyarlaması olduğuna inanılmaktadır. Resim iç içe geçmiş bir daire ve bir karenin ortasında, uzuvları açık ve kapılı pozisyonda üst üste gelen çıplak bir erkeği betimlemektedir. İlginç bir hikayesi olan güzel çizim, basit bir eskiz gibi görünmesine rağmen uzun yıllar boyunca pek çok matematikçiye saçlarını yoldurtan bir geometrik sorunun yanıtını gizlemektedir.
Da Vinci matematik eğitimi almamıştı. Buna karşın, dönemin saygın matematik öğretmenlerinden biri olan Luca Pacioli’den dersler almış ve kendini geliştirmişti. Vitruvius Adamı ile uğraşırken doğru çizimin ancak çemberin ve karenin merkezinin farklı noktalar alınmasıyla mümkün olduğunu yapılabileceğini fark etti. Çünkü hem çember hem de kare aynı merkez alındığında çözümü imkansız olan çemberin karelenmesi sorunu ortaya çıkıyordu. Leonardo ise bu sorunu, kare ve dairenin merkezlerini ayırarak çözmüştür. Daireyi göbek merkezli, kareyi ise cinsel organ merkezli olacak şekilde konumlandırmıştır.
Leonardo da Vinci’nin Vitruvius Adamı, sanat ve bilimin mükemmel birleşiminin bir sembolü olarak kabul edilmektedir. Da Vinci, bu eserinde hem Rönesans insanının dünyaya bakış açısını hem de insanın evrenle olan uyumunu ifade etmiştir.
Vitruvius Adamı hâlâ insanlığı büyülemeye ve ilham vermeye devam etmektedir. 1822 yılından bu yana İtalya’nın Venedik kentindeki Gallerie dell’Accademia Müzesi‘nde korunan bu eşsiz eser, zamanın yıpratıcı etkilerine karşı son derece hassas olduğu için ne yazık ki nadiren sergilenmektedir. Ancak her ne kadar fiziksel olarak sık sık görülemese de, Vitruvius Adamı, sanatta, bilimde ve insanlık tarihindeki kalıcı etkisiyle ölümsüz bir sembol olarak yaşamaya devam ediyor.