Zamanı Yönetilbilmek
Zaman, kontrol edemediğimiz ama doğru kullanmayı öğrenmemiz gereken en değerli kaynağımız. Hepimiz gün içinde 24 saate sahibiz ama bazılarımız bu saatleri verimli kullanırken, bazılarımız günün nasıl geçtiğini anlamadan akşam oluyor. Ben de uzun süre boyunca “vakit yetmiyor” diye şikâyet edenlerdendim. Ta ki aslında sorunun zaman değil, benim planlamam olduğunu fark edene kadar.
Bir gün saat kaçta kalktığıma, ne kadar süre sosyal medyada zaman geçirdiğime, hangi işlere ne kadar odaklandığıma dair küçük bir not tutmaya başladım. Sonuç oldukça şaşırtıcıydı. Günde en az 3-4 saatim boş yere kayboluyordu. O andan itibaren daha disiplinli olma kararı aldım. Öncelikle küçük bir ajanda edindim ve ertesi gün yapmam gerekenleri basit başlıklarla yazmaya başladım. Bu yöntem, hem zihnimi toparlamama yardımcı oldu hem de işlerimi sıraya koymamı sağladı.
Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak yerine, öncelik sırasına göre hareket etmek zamanı daha verimli kılıyor. Ayrıca mola vermeyi de ihmal etmiyorum. Çünkü insan zihni sürekli çalışamaz; bazen durmak, nefes almak gerekir.
Zamanı doğru yönetebilmek sadece iş hayatı ya da dersler için değil, kişisel yaşam kalitesi açısından da önemli. Sevdiklerine zaman ayırabilmek, hobilerine vakit bulabilmek ya da sadece kendinle kalmak da zaman yönetiminin bir parçası.
Şimdi artık "vaktim yok" demek yerine, "bunu günümün neresine koyabilirim?" diye düşünmeyi tercih ediyorum. Zaman hala aynı hızla akıyor, ama ben artık ona yön verebiliyorum. Zamanı yönetmek aslında hayatı yönetmek demek. Ve bu beceri öğrenildikçe, hayatın her alanı daha anlamlı ve huzurlu hale geliyor.